Abstract:
İncelediğimiz dönemde Türkiye nüfusunun %75-80’i köylerde yaşamakta ve geçimini tarımdan sağlamaktaydı. Tarımsal üretim milli gelirin yarısına yakınını oluşturuyordu. Bu nedenle ülke tarımının geliştirilebilmesi ülkenin kalkınması ve toplumsal refah için zorunluydu. Tarımsal işletmelerin tamamına yakını tasarruf gücünden yoksundu. Çiftçi yaşamını ve üretim faaliyetlerini borçlanarak sürdürebilmekteydi.
Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde üretim araçlarının çok yetersiz ve ilkel durumda oluşu, tarımsal finansmanı ivedilikle çözülmesi gereken bir sorun haline getirmiştir. Bu dönemde örgütlü kredi kurumları henüz gelişmediğinden, çiftçi ihtiyaç duyduğu krediyi çok yüksek faizlerle tüccar-tefeciden sağlamak zorundaydı. Tefeciyle girdiği borç ilişkisi köylüyü daha da yoksullaştırıyordu. Devlet, köylüyü bu durumdan kurtarmak için bir yandan Ziraat Bankası’nı daha etkin hale getirerek tarımsal krediyi tabana yaymaya çalışmış, diğer yandan kredi kooperatifleri kurmaları için çiftçilere önderlik etmiştir