Abstract:
ÖZET Günümüzde işletmelerin müşterinin önemini anlamaya başlamaları ve yüzlerini müşteriye dönmeleri ile birlikte müşteri odaklı olmak ve çalışmak çok daha fâzla önem kazanmaya başlamıştır. Artık müşteriler oyunun kurallarının belirlenmesinde önemli bir faktör haline gelmiştir. Rekabet avantajı elde etmek ve sürdürebilmek müşteri odaklı olmakla mümkün olabilmektedir. Firmalar ürünlerini üretip müşterilerine sunmalarına kadar olan süreç içerisinde bu ürünlere bir çok katma değer eklenmekte ve müşterinin isteyeceği ve arzulayaeağı bir biçime sokulmaya çalışılmaktadırlar. Sonuç olarak her zaman tercih hakkı müşteriye aittir ve bir hayır cevabı yapılan tüm faaliyetlerin boşa çıkarabilmektedir. Küreselleşme ve Uluslar arası ticaret anlaşmaları sonucunda gelinen noktada bu sektörde uygulanan kotaların kaldırılarak ticaretin serbestleştirilmesi sonucu ülkeler çok daha çetin bir rekabetle karşı karşıya kalacaklardır. Uzakdoğu ve Çin sahip olduğu ucuz işgücü sayesinde büyük bir maliyet avantajı elde edeceği için, bu sektörde Türkiye gibi üretiminin büyük bir bölümünü fason olarak gerçekleştiren ülkelerin karşısına gerçek bir tehdit olarak çıkacaktır. Böyle bir ortamda fason üretim yerine kendi markalan için üretim yapan, yüksek kalifiye iş gücü gerektiren teknik tekstile yönelmiş ülkeler ayakta kalabilecek ve rekabet avantajlarını koruyabileceklerdir. Tekstil ve Konfeksiyon Sektörü açısından da markalar rekabet avantajı elde etme ve rekabet avantajını sürdürebilmede çok önemli bir role sahiptirler. Bu tezde Türk Hazır Giyim Sektörünün Türkiye için önemi üzerinde durularak marka ve marka yaratmak ve Türkiye Hazır Giyim sanayiinde marka yaratmanın önemi üzerinde durulmuştur. Uluslar arası antlaşmalar sonucu 2005 yılında bu sektörde kotaların tamamen kaldırılması sonucu oluşacak Uzakdoğu ve Çin tehdidine karşı marka yaratmanın önemine değinilmiştir.