20. yüzyılın ikinci yarısından sonra, savaş sonrası Almanya'daki işgücü sıkıntısı nedeniyle 1961 yılında Almanya ile Türkiye arasında İşçi Göçü Anlaşması imzalandı. Misafir işçi olarak gelen bu Türk işçi grupları Almanya'da kalarak nesillerini burada devam ettirdi ve böylece bugünün Almanya'sında bir buçuk milyona yakın bir Türk nüfusu ortaya çıktı. Bu nedenle Türklerin Alman medyasındaki konumu önemlidir. Bu çalışma kapsamında Der Spiegel dergisinin 2017 ile 2020 tarihleri arasında yayınlanan Türk kökenli ve Türk kadını temalı haberleri analiz edilmiştir. Teun A. van Dijk'in eleştirel söylem analizi teorisine dayalı makro yapı analizinde filtreden geçirilen makaleler ayrıntılı olarak incelenmiştir. İmge ve söylemlerin değerlendirilmesi için çeviri bilim, dilbilim, göstergebilim, psikoloji, söylem analizi ve imge bilim gibi farklı alanlardan yararlanılarak disiplinler arası bir analiz çalışması yapılması hedeflenmiştir. Araştırma kapsamında toplam 58 makale derleme kapsamına alınmıştır. Araştırma sonucunda 41 adet olumsuz kadın temsili bulunurken, sadece 17 adet olumlu Türk kadını imajına rastlanmıştır. Türk kadınları ağırlıklı olarak erkek şiddetine maruz kalan, kendi ayakları üzerinde duramayan, aile baskısı altında olan, kendi özgür iradesiyle karar veremeyen, uyum sorunu yaşayan, Alman dilini ve kültürünü bilmeyen bireyler olarak temsil edilmektedir. Der Spiegel dergisinde Türk kadınının göreceli olumsuz bir şekilde temsil edildiği araştırma sonuçları tarafından ortaya koyulmaktadır.
After the second half of the 20th century, due to the labor shortage in post-war Germany, Labor Migration Agreement was signed between Germany and Turkey in 1961. As these groups of Turkish workers who came as guest workers stayed in Germany and thrived for generations. Turkish population of nearly one and a half million has been emerged in Germany as a result of this immigration. Thus, the position of Turks in the German media is significant. Within the scope of this study, Turkish-origin women and Turkish women-themed news of Der Spiegel magazine related to the years between 2017 and 2020 were analyzed. Filtered articles are examined in detail in macrostructure analysis based on Teun A. van Dijk's critical discourse analysis theory. It is aimed to conduct an interdisciplinary analysis by making use of different fields such as translation, linguistics, semiotics, psychology, discourse analysis and imagology in order to evaluate images and discourses. The results of the analysis have shown that there were 41 negative women representations while there were only 17 positive images of Turkish women. Turkish women are predominantly represented, as individuals who are exposed to male violence cannot stand on their ground by themselves, are under family pressure, cannot make decisions of their own free will, have still integration problems, and do not know the German language and culture. It is explicit that Turkish women were relatively represented in a negative way in Der Spiegel magazine based on the findings of this investigation.