Osmanlı düşüncesinin en önemli isimlerinden biri olan Hatîbzâde Muhyiddin Mehmed Efendi (ö. 901/1496) fıkıh, tefsir gibi temel İslâm bilimlerinde bazı eserler kaleme almasına rağmen onun tebarüz ettiği en önemli alan ilm-i kelâmdır. Keskin zekâsı ve eleştirel kişiliği ile bilinen Hatîbzâde, tezde incelemesini yaptığımız kelâm ve ru'yetullah risâlesinde de bu özellikleri ile öne çıkmaktadır. Büyük ölçüde Seyyid Şerîf Cürcânî'nin Şerhu'l-Mevâkıf isimli eseri üzerine hâşiye niteliğinde kaleme alınan risâlede Hatîbzâde, kelâm ve ru'yetullah konusunda genel hatlarıyla kendinden önceki Ehl-i sünnet geleneğini takip etmektedir. Bununla birlikte meselelerin ayrıntılarına inildiğinde onun kendine özgü bazı görüşler ortaya koyduğu görülmektedir. Bunların içerisinden kelâm sıfatının mâhiyetine yönelik yaptığı araştırma neticesinde zikrettiği kelâm tanımı ve Allah'a yalan nispet etmenin imkânsızlığına dair getirdiği farklı yaklaşımlar kayda değerdir. Özellikle Allah'a yalan isnat edilmesinin imkânsızlığı konusunda zamanındaki hâkim görüşten farklı olarak Allah'a yalan isnat edilmesinin imkânsızlığını Hz. Peygamber'in haber vermesine dayandırmış ve bunu da filozofların imkânsızlık taksiminden hareketle bi'l-gayr imkânsızlık olarak açıklaması önemlidir. Ayrıca onun görüşlerden ziyade görüşlerde kullanılan delillere getirdiği felsefî itirazlar veya itirazlara verdiği cevaplar ile bu delillerin sahihi ile zayıfı arasında bir ayrım yapmaya çalıştığını da vurgulamak gerekmektedir. Bu tavır, şüphesiz kendinden önce başlayan tahkîk sürecinin de devamı olarak görülebilir. Bu tezde Risâle fî Mebâhisi'r-Ru'yeti ve'l-Kelâm isimli eseri özelinde Hatîbzâde'nin, Allah'ın kelâm sıfatı ve ru'yetullah ile ilgili görüşleri incelenmektedir.
Although Khatībzâde Muhyi al-Dīn Mahmad (d. 901/1496), one of the most important names of Ottoman thought, wrote some works in basic Islamic sciences such as fiqh and tafsir, the most important area he emphasized is theology (kalām). Known for his sharp intelligence and critical personality, Khatībzâde stands out with these features in the treatise of kalām and ru'yatullah, which we examined in the thesis. In his work, which is mostly written as a gloss on al-Sayyid al-Sherīf al-Jurjānī's work named Sharh al-Mawākıf, Khatībzâde generally follows the Ahl al-Sunnah tradition in terms of the thoughts of kalām and ru'yatullah. However, it is seen that he put forward some unique views when the details of issues are taken into account. Among them, the definition of kalam which as a result of his research on the essence of the attribute of kalam and the different approaches he brought about the impossibility of attributing lies to God are noteworthy. It should also be emphasized that he tried to make a distinction between the authentic evidences and weak evidences with the philosophical objections or responses he expressed. This attitude can undoubtedly be seen as the continuation of the investigation process that started before it. In this thesis, the views of Khatībzâde on God's attribute of kalām and ru'yatullah, in particular for his work named Risāleh fī Mabāhis al-Ru'ya ve al-Kalām, are examined.