Gürcüler, Kafkas coğrafyası içinde yerli halktan olup “Kartveli” adıyla anılmışlardır. Tarihsel süreç içinde Kartlar, Megrel-Çavanlar ve Savanlar olmak üzere üç kol oluşturmuşlardır. Grek ve Roma gibi antik dönemlerde demir işçiliği ile bilinen Gürcüler, oldukça ileri tarım tekniklerini kullanmışlardır. Genelde Asyalı kavimlerin siyasal ve kültürel etkileri altında olan Gürcüler’in uluslaşma sürecinde Kartlar belirleyici rol oynamıştır. Gürcüler, Kafkas dillerinin Kartveli dil grubundan olup, oldukça zengin bir ses sistemine sahiptirler.
Gürcüler’in son derece hareketli olan Kafkas coğrafyası içinde önceleri eski Asya kökenli kavimlerle iç içe veya yan yana yer almışlardır. Bunu izleyen dönemlerde ise genelde Transkafkasya ve bu arada da Gürcüler, sırasıyla Arap, Bizans, Selçuklu ve Moğol İşgallerini yaşamışlardır. Osmanlı-Gürcü ilişkileri ise 1578’de Güneybatı Gürcistan’ın ilhakı ile başlamıştır. Bu tarihten itibaren Gürcüler arasında Müslümanlık yayılmaya başlarken, bu aynı zamanda Türkiye Gürcüleri’nin de tarihi başlangıcı olmuştur. Bundan sonra göç şeklinde yer değiştirmeler olacaktır. Osmanlı yönetimine giren ve İslamlığı kabul eden Gürcüler’in giderek yaşam biçimi farklılaşmaya başlamıştır. Bundan sonraki siyasal olaylar, savaşlar ve dinsel farklılıklar, Müslüman Gürcüleri ötekilerden koparmıştır. Ancak dil ve bazı gelenekler sürdürülmüştür.
Yaşanan Osmanlı-Rus savaşlarından özellikle Kırım ve 1877-78 savaşları sırasında Osmanlı ordularını destekleyen Gürcüler’e baskı yapan Ruslar, onların Anadolu’ya göç etmelerine neden olmuştur. Bu tarihlerden itibaren Rus baskıları nedeni ile Karadeniz ve Anadolu’nun çeşitli yörelerine göç eden Müslüman Gürcüler, bu günkü Türkiye Gürcülerini oluşturmuşlardır. 1921’de Gürcistan Sovyet yönetimi altına girerken, aynı yıl Türk-Sovyet sınırı çizilmiş ve Türkiye’de kalan Gürcüler’in kalıcılığı kesinleşmiştir. Bundan sonra Türkiye Gürcüleri, hiç bir şekilde etnik ayrılık peşinde olmaksızın, Atatürk’ün işaret ettiği doğrultuda Anadolu Türk halkı ile kaynaşıp rahat bir şekilde yaşantılarını sürdürmektedirler.
Georgians, which are termed the name “Kartveli”, are a local folk in Caucasian geography. Karts compose three houses as Megrel–Çavans and Savans in historical process. Georgians were known in iron working in Greek and Roman archaic era’s and they used advanced agriculture technics. Karts played determining role on the process of being a nation of Georgians, which, in general under the influence of Asian hordes. Georgian language is a part of Kartveli language group and has a reasonably rich voice system.
Georgians previously had lived with old Asian hordes in extremely active Caucasian geography. Pursuing era’s they came under generally Transcaucasian and meanwhile successively, Arabic, Byzantine, Seljuk and Mongol invasions. The relations of Ottoman- Georgians were begun with the invasion of southwest Georgia in 1578. Hence, İslam was spreaded among Georgians, and it started the history of Turkey Georgians. Hereafter, immigration type movements would take place. As a result of Ottoman administration and accepting İslam, Georgians life style was begun to change. Henceforth political events, wars and religious differences broke off Muslims Georgians from others. Although, language and some customs were continued.
Russians pressurized Georgians, which supported Ottoman Armies, in the Ottoman–Russian Wars, especially Crimean and the war of 1887–78, and it started their immigration to Anatolia. These Muslim Georgians imigrated to Black Sea and several district of Anatolia and constitute Turkey Georgians. In 1921 Georgia fell into Soviet administration and Turkish – Soviet border was drawn at the same year. This made definite that staying Georgians in Turkey permanently. Henceforth, Turkey Georgians does not seek ethnical differences and they mixed Anatolian Turkish people at the guide of Atatürk. They are living in a comfortable situation.