Bu makalede 1908-1918 yılları arasında İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin siyaseti neticesinde zarar görenlerin Mondros Mütarekesi sonrasında mağduriyetlerini gideme çabaları ve bu amaçla kurulan bir cemiyet ele alınmıştır. 1909’dan sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti ordu içerisinde bir takım düzenlemeler yaparak bazı subayları görevlerinden almıştı. Askeri yönden uygulanan kararlar siyasi açıdan da hayata geçirilmişti. Bu sebeplerden ötürü on yıllık süre içerisinde sayıları hayli kabarık olan siyasi ve askeri mağdurlar grubu ortaya çıkmıştı. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından sonra bu mağdurlar harekete geçmeye ve ellerinden alınmış olan haklarının iade edilmesi için çaba göstermeye başladırlar. Bu sırada siyasi mağdurları bir birlik altında toplamaya çalışan partiler olduğu gibi, siyasi teşebbüslerde bulunamayacak daha düşük rütbeli memurların mağduriyetlerinin giderilmesi için kurulan cemiyetler de vardı. Bunlardan en dikkat çekeni, 15 Şubat 1919 tarihinde İstanbul’da kurulan Mağdurin-i Siyasiye Teavün Cemiyeti’dir. 1908-1918 yılları arasında, İttihatçı hükümetler tarafından mahkum edilen, memuriyetten uzaklaştırılan, azledilen kişilerin haklarını savunmayı amaç edinen cemiyet bunun için mütareke hükümetlerine ve hatta padişaha bile başvurmuştu. Ancak cemiyetin bu çalışmalarında başarı sağladığı söylenemez. Ülkenin işgal altında olması bu tür teşebbüslerin sonuçsuz kalmasına neden oldu. Milli Mücadele hareketi neticesinde Anadolu için yapılan İttihatçı-İtilafçı çekişmesi de ortadan kalkmış, mağdurlar kendi imkanlarıyla mağduriyetlerini gidermeye çalışmışlardı.
In this article, it is aimed to argue the endeavour of those who were aggrieved by the policy of the Committee of Union and Progress in 1908-1918 for redressing their grievances and a committee established for this aim after the Mudros Armistice. Soon after 1909, the Committee of Union and Progress deposed various officers as a result of arrangements in the army. These executions were also implemented into the political sphere. Thus military and political aggrieved groups emerged in the course of ten years. Following the Mudros Armistice, those groups began to endeavour to regain their assumed rights. At that time while various political parties began to gather politically aggrieved person under their control, it is seen that a few societies, which were not able to make political attempts, were