Giriş-Amaç: APE, vücudun başka yerlerinden kaynaklanan materyal (örn., trombüs, tümör, hava veya yağ) ile pulmoner arterin veya dallarının tıkanması anlamına gelir. APE, kardiyovasküler ölümlerin 3. en sık nedenini oluştururken, cerrahi sonrasında ise hasta ölümlerinin 1. en sık nedenidir. APE'nin tanı süreci, klinik şüphe ile başlar. Klinik olasılığın değerlendirilmesi ve hızlı APE tanısı koymak, tanısal yöntemlerin ve uygun tedavinin başlatılmasını sağlamak için ilk adımı oluşturmaktadır. Bunun için APE şüphesi bulunan hastalarda risk değerlendirmesi için standart yaklaşımda Gestalt Skoru, Wells Skoru veya gözden geçirilmiş Cenevre Skoru gibi yöntemlerle yaygın olarak kullanılmaktadır. İlave olarak; klinik olasılığın değerlendirilmesi, hasta semptomu, belirti ve özgeçmişi, VTE için risk faktörü varlığı, sistolik kan basıncı, 12 kanallı EKG, göğüs röntgeni ve arteriyel kan gazı analizi (ABG) gibi birçok parametreye de başvurulmaktadır. Laboratuvar testleri APE için tanısal değildir, ancak klinik şüpheyi ve APE tanısı konması durumunda prognozu belirleyebilir. Bu çalışmada acil servis günlük pratiği içerisinde tanısal yaklaşımda hekimler tarafından rutin olarak kullanılan klinik, laboratuvar ve görüntüleme bulgularının tanısal yaklaşımdaki yeri ve bunların kendi arasındaki ilişkisinin ortaya konması, bu sayede de APE vakalarındaki erken dönem mortalitenin öngörülebilirliği ve riskli hasta gruplarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu retrospektif çalışma Sakarya Üniversitesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulunun 26.09.2019 tarih ve 42 sayılı kararı ve Helsinki Deklarasyonuna uygun olarak Ocak 2017 tarihi ile Ocak 2019 tarihi arasındaki iki yıllık süreyi kapsayan dönemde, T.C. Sağlık Bakanlığı Sakarya Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi (SÜEAH) Acil Tıp Kliniğine başvuran 109 hasta verisi ile gerçekleştirildi. Sonuç: APE şüphesiz bazı hastalarda ölümcül bir durumdur ve acil servise başvurularda hızlı bir şekilde tanı ve tedavi prosedürlerin başlanması gerekmektedir. Özellikle acil servis başvurusunda ölen hasta grubunu belirlemek hekimin elini kuvvetlendirerek hasta takip ve tedavisini farklı noktaya taşıyabilir. Çalışmamızda; APE hastalarının acil servis başvurusunda bakılan vital parametreler, AF öyküsünün olması, yine başvuru esnasında bakılan parametrelerden RDW, Laktat, pH, D-Dimer'in ölen grubu öngörebileceğini göstermiştir. Saptadığımız cut-off değerler de ilk başvuru anında klinisyenlere yol gösterebilir aynı zamanda yapılacak geniş ölçekli çalışmalara da ışık tutabileceğini düşünmekteyiz.
Introduction-Purpose: APE means occlusion of the pulmonary artery or its branches by material originating elsewhere in the body (eg, thrombus, tumor, air, or fat). While APE is the 3rd most common cause of cardiovascular death, it is the 1st most common cause of patient death after surgery. The diagnostic process of APE begins with clinical suspicion. Evaluation of clinical probability and rapid diagnosis of APE are the first steps to ensure that diagnostic procedures and appropriate treatment are initiated. For this, methods such as Gestalt Score, Wells Score or revised Geneva Score are widely used in the standard approach for risk assessment in patients with suspected APE. In addition; Many parameters such as evaluation of clinical probability, patient symptom, symptom and history, presence of risk factors for VTE, systolic blood pressure, 12-channel ECG, chest X-ray and arterial blood gas analysis are also used. Laboratory tests are not diagnostic for APE, but can determine clinical suspicion and prognosis if APE is diagnosed. In this study, it was aimed to reveal the place of clinical, laboratory and imaging findings routinely used by physicians in the diagnostic approach in the daily practice of the emergency department in the diagnostic approach and to reveal the relationship between them, thus predicting the early mortality in APE cases and identifying risky patient groups. Materials and Methods: This retrospective study was conducted in the two-year period between January 2017 and January 2019 in accordance with the decision of the Sakarya University Clinical Research Ethics Committee dated 26.09.2019 and numbered 42 and the Declaration of Helsinki. It was carried out with the data of 109 patients who applied to the Ministry of Health Sakarya University Training and Research Hospital (SUEAH) Emergency Medicine Clinic. Conclusion: APE is undoubtedly a fatal condition in some patients, and diagnosis and treatment procedures should be started quickly in admissions to the emergency department. In particular, determining the patient group who died in the emergency service application can strengthen the physician's hand and move the patient follow-up and treatment to a different point. In our study; Vital parameters, a history of AF, and RDW, Lactate, pH, D-Dimer, among the parameters checked at admission, showed that APE patients could predict the dying group. We think that the cut-off values we determined can guide clinicians at the first application and also shed light on large-scale studies to be done.