Giriş ve Amaç: Bu çalışmada tiyoldisülfid homeostazisinin iskemik inmede erken dönem tanısal yaklaşımda kullanılıp kullanılamayacağı ve tedavi süreçleri üzerine etki edip etmeyeceğinin ortaya konması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Prospektif ve klinik özlellikteki bu çalışma, Sakarya Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniğinde 1 Ekim 2019 ve 1 Mart 2021 tarihleri arasında toplamda 120 hastayı kapsayacak şekilde gerçekleştirildi. Çalışmaya alınan hastalar kendi aralarında üç gruba ayrılarak incelendi. Grup 1: Acil servise inme semptomları sonrası ilk 4,5 saat içerisinde başvuran hastalar. Grup 2: Acil servise inme semptomları sonrası ilk 4,5 saatten sonra başvuran hastalar.Grup 3: Uyanma inmeleri. Tiyoldisülfid homeostazisine ilişkin parametreler için hastalardan rutin olarak alınan kanlardan artık kalan kanlar kullanıldı. Kan örnekleri -80oC de çalışılacağı güne kadar saklandı. Örneklem kanlarda disülfid, doğal ve total tiyol düzeyleri ölçülecek; disülfid/tiyol oranları hesaplanarak kaydedildi. Tüm veriler SPSS bilgisayar programına kaydedilip analizleri yapıldı ve p değeri <0.05 olanlar anlamlı olarak kabul edildi. Bulgular: Çalışmamıza dâhil edilen hastaların yaş ortalamalarının 69,87±12,61 ve 60 tanesinin (%50) erkek olduğu saptandı. Hastaların 38'inin inme bulgularının başlama anından itibaren 4,5 saat içerisinde acil servise başvurduğu, 63'ünün 4,5 saatten daha geç başvurduğu ve 19'unun ise uyandıktan sonra yakınları tarafından fark edilerek acile servise getirildiği tespit edildi. Nativ Tiyol, Total Tiyol, Tiyol Disülfid, Disülfid/Nativ Tiyol Yüzdesi, Disülfid/Total Tiyol Yüzdesi ve Nativ Tiyol/Total Tiyol Yüzdesi açısından gruplar arası istatistiksel yönden herhangi bir farkın olmadığı tespit edildi (sırasıyla; p=0,343, p=0,449, p=0,529, p=0,1, p=0,099, p=0,099). Medikal tedavi uygulanan hastalarda Nativ Tiyol ve Nativ Tiyol/Total Tiyol oranının daha yüksek olduğu ve bu yüksekliğin istatistiksel yönden anlamlı olduğu saptandı (sırasıyla; p=0,027, p=0,001). Disülfid/Nativ Tiyol ve Disülfid/Total Tiyol oranlarının ise medikal tedavi uygulanan hastalarda daha düşük olduğu ve bu düşüklüğün istatistiksel yönden anlamlı olduğu tespit edildi (sırasıyla p= 0,001; p=0,001).Sonuç: İskemik inme sebebiyle acil servise başvuran hastalarda, tiyol düzeylerine bakarak inme süresi (uyanma, akut ve gecikmiş) hakkında bir yorum yapılamacağı görülmektedir. Medikal tedavi uygulanan hastalarda Nativ Tiyol ve Nativ Tiyol/Total Tiyol oranının daha yüksek, Disülfid/Nativ Tiyol ve Disülfid/Total Tiyol oranlarının ise daha düşük olduğu saptanmıştır. Bu verinin, mevcut hali ile her ne kadar literatüre ek katkı sağlasa da ilave çalışmalar ile desteklenmesine ihtiyaç vardır. Anahtar Kelimeler: İnme, İskemik inme, İnme zamanı, Tiyol, Tiyol homeostazisi.
Introduction And Aim: In this study, it was aimed to reveal whether thioldisulfide homeostasis can be used in the early diagnostic approach in ischemic stroke and whether it would affect the treatment processes. Materials and Methods: This prospective and clinical study was conducted in Sakarya University Training and Research Hospital Emergency Medicine Clinic between October 1st 2019 and March 1st 2021, including a total of 120 patients. The patients including in the study were divided into three groups. 1st Group: Patients admitted to the Emergency Department within the first 4,5 hours after the first stroke symptoms presentation. 2nd Group: Patients admitted to the Emergency Department after the first 4,5 hours of stroke symptoms presentation. 3rd Group: Wake up strokes. Residual blood from routinely collected blood from patients was used for parameters of thioldisulfide homeostasis. Blood samples were stored at -80°C until the day they would be tested in the laboratory. In blood samples: disulfide, natural and total thiol levels were measured. Disulfide/thiol ratios were recorded and analyzed in the SPSS program, and those with a p volue of<0,05 were considered significant. Results: It was determined that the mean age of the patients included in our study was 69,87±12,61 and 60 of them (50%) were male. It was determined that 38 of the patients applied to the Emergency Department within 4,5 hours from the onset of stroke symptoms, 63 of them applied more than 4,5 hours later and 19 of them were noticed by their relatives after waking up and admitted the Emergency room. It was determined that there was no statistical difference between the groups in terms of Native Thiol, Total Thiol, Thiol Disulfide, Disulfide/Nativ Thiol Percentage, Disulfide/ Total Thiol Percentage and Thiol/Total Thiol Percentage (respectively; p=0,343, p=0,449, p=0,529, p=0,1, p=0,099, p=0,099). It was determined that the ratio of Native Thiol and Native Thiol /Total Thiol was higher in patients who received medical treatment, and this level was considered statistically significant (respectively; p=0,027, p=0,001). Disulfide/Native Thiol and Disulfide/Total Thiol rations were found to be lower in patients who receivedmedical treatment, and this decrease was considered statistically significant (respectively; p=0,001, p=0,001). Conclusion: It ise shown that no clinic decision can be made about the duration of stroke (waking up, acute and delayed) according to the Thiol levels in patients admitted to the emergency department due to ischemşc stroke. It was determined that the ratio of Native Thiol and Native Thiol/Total Thiol was higher in patients who received medical treatmenti and the ratios of Disulfide/Total Thiol were lower. Although this data contributes greatly to the literature in its current form, it needs to be supported by further additional studies. Keywords: Stroke, İschemich Stroke, Thiol homeostasis, Emergency Medicine