Abstract:
Abortus, dünyada yaygın görülen kadın sağlığı sorunlarından biridir. Gebelik döneminde yaşanan çeşitli komplikasyonlar sonucunda abortus gelişebilir. Yaşanan abortus, kadının yaşamında fiziksel ve psikolojik sorunları beraberinde getirmektedir. Bebeğin kaybı ile gebeliğinin başarısız olduğunu düşünen kadın, travma, öfke, korku, kızgınlık, suçluluk, yas, anksiyete gibi duygular yaşamaktadır. Bu dönemde, kadının fizyolojik ihtiyaçları göz önüne alınırken psikolojik ihtiyaçları sıklıkla göz ardı edilmektedir. Abortus yaşayan kadınların ruh sağlığı açısından risk altında olduğu, yas süreci ile anksiyete ve depresyon belirtilerini yoğun yaşadığı görülmektedir. Kayıp sonrasında yas yaşanması doğal bir süreçtir ancak bu süreç patolojik de seyredebilir. Uzamış yas sonrası depresyon, anksiyete atakları gibi psikolojik reaksiyonlar da görülebilir. Bu durum müdahale edilmediğinde kadınların yaşam kalitesini etkileyebilir. Kadınların yaşadığı bu durum, bir sonraki gebeliğinde ruh sağlığı açısından risk oluşturabilir. Daha önceki gebeliği abortus ile sonuçlanmış kadınların, gebeliğinde depresyon ve anksiyete gibi psikiyatrik rahatsızlıklarla karşılaşma oranını artırabilir. Kadının bu süreci ruh sağlığı açısından da sağlıklı atlatabilmesi adına hemşireler tarafından uygun danışmanlık ve destek hizmeti verilmesi önemlidir. Hemşire, kayıp yaşayan kadını fiziksel ve psikolojik travmalara karşı korumak için onunla iletişimi sürdürmeli ve takipçisi olmalıdır. Bu makalede, abortus sonrası yaşanan yas, anksiyete, depresyon süreci ve hemşirelik yaklaşımı hakkında bilgilere yer verilmiştir.