Şiddet, her şeyden önce bireylerin birbirlerine karşı uyguladıkları olumsuz ve sağlıksız bir davranış biçimidir. Buna istinaden şiddetin nedenlerinin disiplinlerarası bir metot ve bakış açısıyla irdelenmesi gerekir. Kadına yönelik şiddet, bireysel ve psikolojik nedenlerinin yanı sıra, tarihsel ve toplumsal koşullar içerisinde kadın-erkek ilişkilerinin, kadınlık-erkeklik kimliklerinin ve rollerinin ya da başka bir deyişle eril ve dişil rollerin oluşma sürecindeki aksaklıklardan dolayı ortaya çıkan bir olgudur. Bu olgu, dünyada ve Türkiye'de, son yıllarda gündemi uzun süre meşgul etmiş, günlük hayatın içinde var olmuştur. Kitle iletişim araçları ise 20. yüzyılda gelişmiş ve bu gelişimle birlikte bu yüzyılda kitlelerin kontrol edilmesi işlevini yerine getirmeye başlayan, siyasal iktidarlara ait denetim mekanizmaları olarak görülmüştür. Radyo ile başlayıp televizyonla süregelen bu gelişmeler dizisi, yüzyıl sonlarında gelişip yaygınlaşan internet teknolojisi, internetin yayınlaşmasıyla gelişen sosyal medya ağlarıyla bugünkü şeklini almıştır. Bu gelişim, değişim, dönüşüm ve biçimlendirme süreçlerinde bireylerin haber alma ve iletişim kanalları genişleyip arttığından sosyal medya ağlarıyla sağlanan iletişim ortamı da yaygınlaşmıştır. Bu ortam yaygınlaşınca da kadına yönelik şiddet olayları artık, gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinde olduğu gibi sosyal medya ortamlarında yer alıp buralara konu olmaya başlamıştır. Bunun üzerine devlet de bugün, üzerine düşeni bu vesileyle yapmaya çalışıp halkı birçok sosyal sorun ve konuyla birlikte kadına yönelik şiddetle de ilgili olarak bilgilendirmeye başlamıştır. Bu çalışmada, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı (ASP) (ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı-AÇSHB) tarafından hazırlatılıp 2012-2020 yılları arasında televizyon ve sosyal medyada yayınlanmış kadına yönelik şiddeti işleyen kamu spotlarından 8 adet örneklem seçilmiş, bunların Barthes'in göstergebilim ve Fairclough'un eleştirel söylem analizi teknikleri kullanılarak çözümlemeleri ve yoruma dayalı derin analizleri yapılmıştır. Analizlere göre; 8 kamu spotundan 5'inde kadınlar fiziksel şiddet görmüş veya öldürülmüştür. 3'ünde mutlu ve kendilerine güvenleri olan bireyler olarak gösterilmiştir. 2'sinde ise erkekler, görsel olarak sinirli, birinde fiziksel şiddet uygulamakta olduğu gösterilmiştir. 3'ünde hiç erkek karakter kullanılmamış, bu spotlarda kadına yönelik şiddet yalnız senaryoda belirtilmiştir. 2'sinde erkekler eşlerine iyi davranmaktadır. Spotlarda genelde yaşamdan kesit ve dramatizasyon teknikleri kullanılmıştır. Çekicilik türleri, spotlarda verilen mesajın niteliğine göre değişmiştir. Müzik ise her kamu spotunda fon müziği ve çekicilik unsuru olarak kullanılmıştır. Sonuç olarak; olumlu yönde davranış değişikliği yaratmak amacıyla kullanılan kamu spotlarının çoğunda, ağırlıklı olarak olumsuz öğelerin kullanılmasıyla kadına yönelik şiddetin azaltılmaya çalıştığı görülmüştür.
SUMMARY