Finansal performans kavramı tüm şirket ve kuruluşlar için önem arz eden bir konudur. Finansal performans değerlendirme süreci, bir işletmenin rakip işletmelere kıyasla olumlu ya da olumsuz yönlerinin belirlenmesine olanak sağlar. Öyle ki, bir işletme kendisini rekabetçi bir ortamda rakip firmalarla karşılaştırarak sektördeki konumunu belirlerken, işletmenin yönetim sürecinde optimum kararlar alma yönünde katkıda bulunur. Finansal performans değerlendirmenin işletme yöneticilerine sağladığı faydanın yanı sıra, hisse senedi yatırımcılarına da karar sürecinde katkı sağlaması beklenir. Bunun en temel sebebi yatırımcıların, finansal yönetimin başarılı olduğu şirketlere yatırım yapma eğiliminde olmasıdır. Bu çalışmanın amacı; yeni bir bütünleşik yaklaşım ile, ekonomilerin kalbi olarak niteleyebileceğimiz bankacılık sektöründe, finansal performans değerlendirmesinde bulunmak ve finansal performansın hisse senedi yatırımında tek bir karar faktörü olarak kullanılıp kullanılamayacağı belirlemektir. Türkiye'de faaliyet gösteren ve BİSTXBANK endeksinde işlem gören 10 mevduat bankasının 2008-2017 dönemleri için finansal performansı değerlendirilmiş ve değerlendirme sonuçlarına göre iki grup portföy oluşturulmuştur. Oluşturulan bu portföylerin getirileri çeşitli kantitatif tekniklerle incelenmiştir. Çalışmada, finansal oranlardan oluşan 7 ana ve 23 alt kriter finansal performans değerlendirme amacıyla kullanılmıştır. Kriterlerin önem ağırlıklarını belirlemek için Tereddütlü Bulanık AHP yönteminden yararlanılırken, alternatifler arasında sıralama yapmak için TOPSIS ve GİA yöntemleri kullanılmıştır. Tereddütlü Bulanık AHPTOPSIS ve Tereddütlü Bulanık AHP-GİA yöntemlerinin bütünleşik olarak kullanılmasıyla literatüre yeni bir performans değerlendirme yaklaşımı sunulmuştur. Finansal performans sonuçlarına göre oluşturulan iki grup portföy arasındaki getiri farkını istatistiksel olarak incelemek için bağımsız iki örneklem t testi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda kullanılan yöntemlerin finansal performans değerlendirmesinde kullanılabileceği, bu yöntemlerin portföy oluşturma konusunda uygulanabilir olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ancak portföyler kantitatif olarak değerlendirildiğinde başarılı sonuçlar elde edilse bile istatistiksel olarak portföyler arasında getiri farkının bulunmadığı görülmüştür. Bu sonuçlara göre, finansal performansın hisse senedi yatırımında tek başına yeterli bir karar faktörü olmadığı görülmüştür. Bu yöntemleri hisse senedi yatırımı için kullanırken, hisse senedi fiyatlarına etki eden diğer faktörlerin hiyerarşik yapıya dahil edilmesi tavsiye edilmektedir.
SUMMARY