Yoksulluk, sadece bu durum içerisinde yaşayan bireyler ve gruplar için değil tüm toplum için mücadele edilmesi gereken çok boyutlu bir sorundur. Yoksulluk aynı zamanda muhtaçlık kavramıyla da ilişkilidir. Eğer bir kişi muhtaçsa, bu durumun diğer toplum kesimlerine de yansıyan bir sorun hâline gelmemesi için müdahale edilmesi gerekmektedir. Yoksullukla mücadelede rol alan birçok devlet kurumu, özel kuruluş, STK ve yerel yönetim bulunmaktadır. Bu kurumlar, yoksulluk ve muhtaçlıkla ilintili olarak mücadelede "sosyal yardım" aracını da kullanmaktadırlar. Bu çalışmada, sosyal yardımlar ele alınmış, yoksulluk ve muhtaçlık ilişkisi kurulmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda aile/çocuk sosyal yardımlarına da yer verilmiştir. Sosyal Yardım Avrupa'da bazı ülkelerde refah rejimleri çerçevesinde uygulamalarıyla incelenmiştir. Ayrıca EUROSTAT ve TÜİK verileri de kullanılmıştır. Yine sosyal yardımların hukuksal dayanakları ve tarihsel gelişimi de çalışmaya konu olmuştur. Bu çalışmanın alan araştırması kısmında ise Türkiye'de resmî bir sosyal yardım kurumu olan SYD Vakıflarında yapılan mülakatlarla Türkiye'deki sosyal yardımların etkinliği sorununun tartışılması amaçlanmıştır. Bu nedenle Sakarya İli'nin 16 ilçesindeki SYD Vakıfları örneklem alınarak mülakat için her vakıftan yetkili 1 personel, vakıflardan yardım alan 1 vatandaş ve 16 ilçeden 18 tane yardım almayan vatandaşla mülakat gerçekleştirilmiştir. Bu aşamada Sakarya İli'nde tüm ilçelerde yapılan yarı yapılandırılmış derinlemesine mülakat yöntemi ile 50 kişiyle yapılan araştırmayla literatüre katkıda bulunmaya çalışılmıştır. Konuyla ilgili literatür taramasına ile nitel araştırma süreci benimsenmiştir. Ancak ek olarak istatistiksel bilgiler de bulunmaktadır. Yapılan mülakatlar içerik analizi yöntemiyle kodlanmış ve elde edilen bulgular neticesinde ifadelerdeki benzer ve ayrışan cevaplar değerlendirilmiştir. Elde edilen bulgular çözümlendiğinde bu üç kategoride farklı görüşlerin mevcut olduğu belirlenmiştir. Vakıf çalışanları, başarılı ve etkin bir sosyal yardım sistemi için özverili çalıştıklarını belirtmiştir. Ayrıca onlar sosyal yardımları sosyal devletin gereği bir işlev olarak değerlendirmektedirler. Vakıflardan yardım alan vatandaşlarsa sosyal yardımlar olamazsa yaşamlarını idame ettiremeyeceklerini ifade etmişlerdir. Ancak sosyal yardım miktarlarının görece arttırılmasının olumlu etkisi olacağını belirtmişlerdir. Üçüncü ve son kategorideki vakıflardan yardım almayan vatandaşlarsa konuya daha farklı yaklaşmışlardır. Onların ifadelerine göre mevcut durumda sosyal yardımların dağıtımı etkin ve adaletli değildir. Ayrıca bu vakıflar bazı aynî yardımların dağıtımına ağırlık vermektedir. Bu noktada, yardım almayan vatandaşlardan sosyal yardımların daha hakkaniyetli yapılması, denetimlerin sıkılaştırılması, bu kurumlarda çalışanların itinayla seçilmesi ve verilen meblağların arttırılması gibi öneriler getirilmiştir.
SUMMARY