Modern dönemdeki küresel çaplı insan hakları hareketi ile birlikte muhakeme alanındaki işkence uygulamalarının önüne geçmek üzere çeşitli ölçeklerde, çok sayıda faaliyet yürütülmektedir. Bu da işkence olgusu üzerine ilmi çalışmalar yapılmasını beraberinde getirmiştir. Konunun İslam hukuk sistemi açısından incelenmesi de önem arz etmektedir. Bu çalışma öncelikle fail, mağdur ve fiil açısından belli niteliklerle sınırlandırılmış modern işkence kavramının klasik fıkıh birikiminde var olan bir tasavvur/şema olup olmadığı sorusu üzerinden kavramsal bir inceleme yapmayı hedeflemektedir. Ardından muhakeme sürecinde, hapis, dayak, korkutma, tehdit vb. fiillerin, davalıyı itirafa zorlamak amacıyla uygulanmasına dair klasik fıkıh doktrinindeki tutumlar mümkün olduğunca objektif biçimde sunulmaktadır. Bu kapsamda itirafı hukuken geçersiz kılacağı düşüncesiyle mutlak olarak işkenceye karşı çıkan menfi yaklaşım ile maslahat ve siyâset-i şer'iyye kavramlarına dayanarak sınırlı bir serbestlik alanı açan müspet yaklaşım ayrıntılı olarak incelenmiştir. Neticede "toplum menfaati ve sanık menfaati" çatışmasında hangisine öncelik verileceğinin, işkenceye karşı tutumlarda belirleyici olduğu sonucuna varılmıştır. Doktrin görüşlerini daha anlaşılır hale getireceği düşüncesiyle, Hz. Peygamber döneminden başlayarak modern döneme kadarki tarihi süreçte yaşanan bazı işkence örnekleri ve bunlara dair yaklaşımlar da bu çalışmada ele alınan bir diğer konudur. Bu araştırma, modernizm sonrası Müslüman araştırmacılar tarafından yapılan akademik çalışmalarda işkence konusunun ele alınma biçimi, klasik doktrinin kullanılması ve yorumuna dair problemlere de temas etmektedir.
First of all, this study aims to make a conceptual inspection on the question of whether the concept of modern torture, which is limited to certain qualities in terms of perpetrator, victim and action, is a concept/scheme that exists in the classical fiqh (Islamic law) literature. Afterwards, the approaches in Islamic legal doctrine in terms of application of acts such as imprisonment, bashing, intimidating, threatening, etc. in order to force the suspect or the defendant to confess during the judgment process is presented as objectively as possible. In this context, the negative approach which absolutely objects torture with the idea that it would render the confession legally invalid and the positive approach which creates a limited field of freedom based on the concepts of maslaha and Siyasah Al-Syar'iyyah are discussed in detail. As a result, whether to focus on "interest of the society or interest of the defendant" has been a definitive factor for approaches against torture. With the thought that it would make doctrine opinions more understandable, another issue included in this in this study is examples of torture from the period of Prophet Mohammad until the modern age as well as approaches to these incidents. This research also discusses the problems of handling the issue of torture as well as the use and interpretation of the classical doctrine in studies conducted by postmodern Muslim researchers.