Abstract:
Farklı toplum ve inanışlarda kendine yer bulan acı çekme ritüellerinin sanata
yansıması, bu ritüellerin görsel bir şekilde betimlenerek, seyirlik nesne haline
dönüşüyle başlamaktadır. 1960’larda ortaya çıkan Beden Sanatı dâhilinde fiziksel
acıyı tecrübe eden birçok sanatçı mevcuttur. Bu deneyimlerinin ortak sebepleri ve
farklı noktaları bulunmaktadır. İster acıyı yüceltme, onu bir arınma aracı olarak
kullanma sebebiyle olsun, ister acının zihnin uyanıklığına ve buradalığına yardımı
sebebiyle olsun bu tarz sanatsal eylemler, sanat izleyicisinin beden ve özne üzerine
bilinen toplumsal değerlerini alt üst etmekte ve farklı açılardan düşünümlerin
gerçekleşmesine yardım etmektedir. Birebir yaşanmayan, yalnızca televizyon
ekranından seyredilen ya da gazete ve internet haberlerinden okunan şiddet içeren
olayların sıradanlaştığı çağımızda, kendilerini acıya gönüllü bir şekilde maruz
bırakan sanatçıların bu eylemleri mazoşist bir eylem midir, değilse sebepleri neler
olabilir? Bu bağlamda, çalışmada seçilen beden sanatı sanatçılarının performansları
ele alınacak, kavramsal çözümlemeleri yapılacak ve performansların mazoşizm ile
ortak yanlarının ya da farklarının neler oldukları sorunsallaştırılacaktır