Abstract:
Bu makalenin amacı Selef anlayışına dayalı bir geleneğin savunucusu olarak tanınan İbn Teymiyye’nin tasavvufa ve tasavvufî bilginin temel aracı olan ilhama yaklaşımını çalışmaktır. Tasavvufî ıstılahları genel sûfî anlayıştan farklı bir şekilde yorumlayan İbn Teymiyye birçok kimse tarafından katı bir tasavvuf karşıtı olarak görülmüştür. Ayrıca İbn Teymiyye’nin sürekli olarak Kur’an, hadis ve Selefin düşüncelerini dinî bilginin temeli olarak sunması onun ilham ve rasyonel metotlar ile elde edilen bilgiye sıcak bakmadığı, bunlara epistemolojisinde yer vermediği düşüncesinin ortaya çıkmasına ve zaman içinde gelişmesine neden olmuştur. Hâlbuki araştırmamızın sonucunda İbn Teymiyye’nin tasavvufu belli şartlar ile kabul etmesinin yanı sıra ilhamın epistemolojik değerini de onayladığı sonucuna ulaşılmıştır. O, tasavvufu erken dönem ve sonraki dönem tasavvuf olarak incelerken, ilhamı doğaüstü olayların bir alt kategorisi olarak gördüğü ilim bâbında ele almaktadır. Tasavvufun ve ilham ile gelen bilginin Kur’an, sünnet ve Selefin düşünceleri ışığında test edilmesi gerektiğine inanan İbn Teymiyye’nin yaptığı reddetmek değil, kendi kriterleri doğrultusunda meseleyi detaylı olarak incelemektir. Bu nedenle, konuyu eleştirel ve betimsel olarak ele alan makalemiz İbn Teymiyye’nin tasavvufa ve tasavvufî bilginin temel dayanağı olan ilhama yönelik tutumuna odaklanmaktadır.