Rusya'nın bölge ile olan tarihsel bağları ve Balkanlarda Batı ile olan rekabeti, Rusya'nın dezenformasyon faaliyetleri ile bölgeye tesir etme çabasının ön plana çıkmasına neden olmuştur. Bu çalışmada Rusya'nın Balkanlarda dezenformasyona başvurma motivasyonu ve dezenformasyon kampanyalarını uygulama stratejisi mercek altına alınmıştır. 2014 Ukrayna krizinden sonra Balkanlar'da da yoğunluk kazanan Rus dezenformasyonunun, NATO ve Avrupa Birliği'ni itibarsızlaştırma stratejisi ve Batı kurumlarının normatif gücünü zayıflatma çabaları bu tezde ele alınmıştır. Rusya'nın "enformasyonu silahlandırma" stratejisini Balkanların bölgesel dinamiklerine ve kendi dış politika önceliklerine göre uyguladığı sonucuna varılmıştır. Buna göre dezenformasyon üzerinden Rusya'nın, toplumsal çatlakları derinleştirme, hasmına yönelik şüphe oluşturma, kendi politikalarına dair pozitif algıya hizmet edecek yerel yankı odaları yaratma ve farklı medya kuruluşları üzerinden manipüle edilmiş bilgileri yayma gibi hedeflerinin çerçevesini belirlediği bir strateji benimsediği gözlemlenmiştir. Özetle Moskova yönetiminin yumuşak güç unsuru olarak kullanması beklenen medya kurumlarını, dezenformasyon aracılığıyla tahripkâr bir enstrümana dönüştürdüğü sonucuna varılmıştır.
Russia's historical ties with the region and its competition with the West have brought its efforts to influence the Balkans through disinformation into the spotlight. This study examines Russia's motivation for employing disinformation in the Balkans and its strategy for executing these campaigns. Following the 2014 Ukraine crisis, Russian disinformation intensified in the Balkans, focusing on discrediting NATO and the European Union, and weakening the normative power of Western institutions. The study concludes that Russia adapts its "weaponization of information" strategy to the region's dynamics and its own foreign policy priorities. The strategy includes deepening societal divides, fostering distrust towards adversaries, creating local echo rooms that reinforce positive perceptions of Russian policies, and disseminating manipulated information through various media outlets. In summary it is observed that Moscow has turned media institutions that expected to be elements of soft power, into a destructive tool through disinformation.