Bölge ile köklü bir geçmişe ve derin bağlara sahip olması nedeniyle Kafkasya'nın Türk dış politikasında müstesna yeri vardır. Ankara'nın bölgede özel önem atfettiği ülkelerden biri Azerbaycan'dır. Bu nedenle Türkiye, Kafkasya politikasını ağırlıklı olarak Azerbaycan ile ilişkileri üzerinden yürütmektedir. Kafkasya'nın kaderini belirleyen gelişme ise şüphesiz ki Ermenistan'ın Azerbaycan'a ait olan Karabağ ve çevresindeki yedi kenti işgali ile başlayan Karabağ Meselesi olmuştur. Bölgede Türkiye ile benzer amaçlara sahip diğer bir ülke ise Rusya'dır. Moskova'nın da bölgede varlığını ve nüfuzunu sürdürme isteği Kafkasya'da Türkiye-Rusya rekabetini doğurmaktadır. Bölgede iki ülke arasındaki rekabetin mihenk taşı ise Karabağ Meselesidir. Bu çalışmanın amacı Türkiye ve Rusya'nın Karabağ Meselesi özelinde cereyan eden rekabetini Neoklasik Realizmin teorik argümanları ışığında incelemektir. Bu bağlamda çalışmada 1991-2021 yılları arasında yaşanan iki Karabağ savaşında ve ara dönemde iki ülke rekabetinin hangi parametreler üzerinden şekillendiği üzerinde durulmaktadır. Neoklasik realistlerin kuramsal önermelerinden hareketle çalışmada iki ülke rekabeti sistemik, birim ve kültürel düzeydeki değişkenler çerçevesinde ele alınmaktadır. Bu doğrultuda çalışmanın sonucunda birinci ve ikinci Karabağ savaşları dönemi ve aradaki yıllarda iki ülke arasında sistematik bir rekabetin var olduğu sonucuna ulaşılmıştır. İkili rekabetin odak noktası ise ordu ve siyaset olarak öne çıkmaktadır. Bunun yanında bazı dönemlerde Türkiye'nin Karabağ Meselesindeki rolünün sınırlayıcı faktörlerinin maddi güç kapasitesi ve sistemik etkenler olduğu görülmektedir. Diğer yandan Türkiye'nin İkinci Karabağ Savaşı'ndaki aktif politikasının uzun soluklu bir hazırlık döneminin ürünü olduğu kanısına varılmaktadır. Bu kapsamda çalışmada Karabağ Meselesinin doğrudan veya dolaylı taraflarının resmi makamlarınca paylaşılan bilgi, belge ve raporların yanı sıra, mezkur aktörlerin liderlerinin ve yöneticilerinin söylemleri de incelenmektedir.
The Caucasus has a special place in Turkish foreign policy due to its deep-rooted history and deep ties with the region. Azerbaijan is one of the countries that Ankara attaches special importance to in the region. Therefore, Türkiye conducts its Caucasus policy mainly through its relations with Azerbaijan. The development that determined the fate of the Caucasus was undoubtedly the Karabakh conflict, which started with Armenia's occupation of Karabakh and seven surrounding towns belonging to Azerbaijan. Russia is another country in the region with similar objectives to Türkiye. Moscow's desire to maintain its presence and influence in the region has led to Türkiye-Russia rivalry in the Caucasus. The cornerstone of the rivalry between the two countries in the region is the Karabakh issue. The aim of this study is to analyze the rivalry between Türkiye and Russia over the Karabakh issue in the light of the theoretical arguments of Neoclassical Realism. In this context, the study focuses on the parameters through which the rivalry between the two countries was shaped during the two Karabakh wars and the interim period between 1991-2021. Based on the theoretical propositions of neoclassical realists, the study analyzes the two countries' rivalry within the framework of systemic, unit and cultural level variables. Accordingly, the study concludes that there was a systematic rivalry between the two countries during the first and second Karabakh wars and the years in between. The focal point of the bilateral rivalry is the military and politics. In addition, it is seen that the limiting factors of Türkiye's role in the Karabakh conflict in some periods were its material power capacity and systemic factors. On the other hand, it is concluded that Türkiye's active policy in the Second Karabakh War was the product of a long-term preparation period. In this context, the study analyzes the information, documents and reports shared by the official authorities of the direct or indirect parties to the Karabakh conflict, as well as the discourses of the leaders and administrators of the aforementioned actors.