Kitle kaynak kullanımı son yıllarda artan bir ilgiyle karşılaşmış ve benzer şekilde kitle kaynaklı çeviri faaliyeti de özellikle 21nci yüzyılda önemli çeviri etkinliklerinden birisi haline gelmiştir. Bu olguya ilişkin dünya çapında yapılmış sayısız çalışma olguyla ilgili farklı noktalara odaklanmış ve konuyu aydınlatmaya çalışmıştır. Söz konusu olgu ile ilgili Türkiye'deki durumuna ilişkin çok sınırlı sayıdaki araştırmanın çok dar kısıtla konuyu ele almış olmaları konunun daha kapsamlı irdelenmesini gerekli kılmıştır. Bu noktadan hareketle bu çalışma olguya ilişkin Türkiye'deki yaklaşımları değerlendirmeye, uygulama alanlarını belirlemeye ve konuya ilişkin genel farkındalığı ortaya koymaya odaklanmıştır. Bu bağlamda çalışma kapsamında ulusal ve uluslararası alanyazın taraması yapılmış, bir anket çalışması ile genel durum ölçülmeye çalışılmış, akademi, sektör ve kitle kaynaklı çeviri faaliyeti katılımcıları ile mülakat dizisi gerçekleştirilmiş, mülakatlardan elde edilen veriler ile analitik hiyerarşi prosesi kapsamında konuya ilişkin kriterler belirlenerek ağırlık ölçeklendirmesi yapılmıştır. Bunlara ek olarak konuya ilişkin bir uygulama değerlendirilmesi yapılabilmesi maksadıyla dört üniversitenin çeviri ile ilişkili bölümlerinde öğrencilerin katılımıyla kitle kaynaklı çeviri çalışması simüle edilmiştir. İncelemelerin sonuçları göstermiştir ki Türkiye'de kitle kaynaklı çeviri faaliyeti temel olarak ulusal kuruluşlar ve işletmeler nezdinde değil uluslararası kurum ve kuruluşların yukarıdan aşağıya yönlendirmeleri ile gerçekleştirilmiş olup bunların dışında kalan uygulamaların daha ziyade aşağıdan yukarı yönlendirmeler kapsamında hayran altyazısı, taraveri, video oyun rom hackleme gibi 'kişisel ilgi ve hobi'lerin itici güç olduğu ve çeviri katılımcılarının hem çevirmen hem de çeviri metnin kullanıcısı oldukları süreçler zemininde olduğu görülmüştür. Bu bağlamda rollerin yeniden tanımlanması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Konuya ilişkin farkındalığın çok sınırlı düzeyde olduğu ve 'gönüllülük' eksenli bir uygulama olan kitle kaynaklı çeviri faaliyetinin yalnızca ücretsiz olması gibi bir anlayışın ağırlıkla hâkim olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca süreç içerisinde profesyonelleşme çabalarının 'amatör' katılımcıları demotive ettiği ve katılım düzeyini düşürdüğü anlaşılmıştır.
Crowdsourcing has attracted increasing attention in recent years and similarly, crowdsourcing translation has become one of the most important translation activities, particularly in the 21st century. Numerous studies on this phenomenon around the world have focused on different aspects of it and tried to shed light on the subject. The fact that the very limited number of studies on the phenomenon in Turkey have dealt with the subject with a very narrow scope has made it necessary to examine the subject more comprehensively. From this perspective, this study focuses on evaluating the approaches to the phenomenon in Turkey, identifying its application areas and revealing the general awareness on the subject. In this context, a national and international literature review was made, a survey was conducted to measure the general situation, a series of interviews were carried out with participants from academia, industry and participants of crowdsourcing translation activities, and the data obtained from the interviews were used to determine the relevant criteria within the scope of the analytical hierarchy process and weight scaling was performed. In addition, crowdsourced translation work was simulated with the participation of students in translation-related departments of four universities to make a practical evaluation of the subject. The results of the analyses show that crowdsourced translation activity in Turkey is mainly carried out not by national organizations and businesses, but by top-down processes from international institutions and organizations, and that the practices outside of these are mostly driven by 'personal interests and hobbies' such as fan subtitling, scanlation, video game rom hacking within the scope of bottom-up processes, and that the translation participants are both translators and users of the translated text. In this context, the need to redefine roles has emerged. It has been understood that there is a very limited level of awareness on the subject and that crowdsourced translation, which is a 'volunteer' based practice, is predominantly dominated by an understanding that crowdsourcing is only free of charge. In addition, it was found that the efforts to professionalize the process demotivated 'amateur' participants and reduced the level of participation.