Ekonomik gelişmenin en önemli koşulu üretim faktörlerinin olabildiğince en üst düzey de kullanılmasıdır. Ancak diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de işgücünün kullanımı cinsiyet eşitsizliği açısından kadınların aleyhindedir. Bunun en önemli yansımalarından biri cam tavan sendromudur. Cam tavan sendromu kadınların yönetsel pozisyonlara gelebilmelerini engelleyen bireysel, örgütsel ve toplumsal önyargılara odaklanan engelleri anlatmaktadır. Günümüzde çağdaş topluluklarda dahi kadınların en büyük sorunu sosyal yaşam çerçevesinde özellikle meslek yaşantılarında cinsiyetlerinden dolayı bazı ön kalıplara uğramasıdır. Son yıllarda kadın çalışanların çalışma hayatında daha aktif yer almasına rağmen üst yönetim kademelerinde yükselme imkânı bulamamasının sebebi ise cinsiyete dayalı eşitsizliklerin kadınların kariyer basamaklarının önünde bir engel teşkil etmesinden kaynaklanmaktadır. Bu yönüyle örgüt kültürünün ve sistematik olarak uyguladıkları cinsiyete yönelik söylem ve politikaların önemi kadar, cam tavan sendromuna sebep olan toplumsal cinsiyet algısının anlaşılması ve incelenmesi de oldukça önemlidir. Mevcut çalışma ile kadınların kariyer engellerini ortaya koyabilmek amacıyla toplumsal cinsiyet algısının önemini ve cam tavan sendromunun gelişiminde toplumsal cinsiyet algısının etkisinin olup olmadığını inceleyerek ortaya koymaktır. Ülkemizde kadınların meslek hayatındaki yeri özel sektörü dikkate alarak terfi süreçlerinde önlerinde bariyer etkisi yaratan faktörlerin neler olduğunu anlamlandırmak üzere araştırma yöntemi olarak nicel araştırma metodu kullanılmıştır. Nicel araştırma kapsamında anket ile toplanan veriler analiz edilmiştir. Çalışmanın aynı zamanda hipotezi de olan işletmelerin kültürel ve politikalarının temeline dayanan işletmelerde cinsiyet söylemine göre cam tavan sendromuna maruz kalınması konusundaki farklılık tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu doğrultuda çalışmada Duyan ve Altınova'nın toplumsal cinsiyet ölçeği ile Karaca'nın ise cam tavan sendromu ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın amacı doğrultusunda nicel araştırma yöntemi ile İstanbul'da faaliyet gösteren işletmelerde beyaz yaka çalışanlardan gönüllülük esaslı olarak anket ile veri toplanmıştır. Bunun sonucunda çalışanlardan toplanan anket formlarının 387 tanesinin analiz edilebilir düzeyde olduğu saptanmıştır. Analizler SPSS 26.0 programında test edilmiştir. Bu kapsamda frekans analizi, güvenilirlik analizi, anova, tukey, korelasyon ve regresyon analizleri gibi analizler uygulanmıştır. Araştırma bulgularından, toplumsal cinsiyet algısı ile cam tavan sendromu arasında pozitif ilişki olduğu saptanmıştır. Dolayısıyla toplumsal cinsiyet algısı cam tavan sendromunu etkilemektedir. Ayrıca çalışanların algısının toplumsal cinsiyet söylemi olan işletmelere göre farklılaştığı sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Toplumsal Cinsiyet, Cinsiyet Eşitsizliği, Cam Tavan Sendromu.
The most crucial prerequisite for economic development is the optimal utilization of production factors. However, similar to other countries, in Turkey, the utilization of the workforce is biased against women regarding gender inequality. One of the significant reflections of this is the glass ceiling syndrome. The glass ceiling syndrome refers to the individual, organizational, and societal biases that hinder women from reaching managerial positions. Even in contemporary societies today, women face the central issue of being subjected to certain stereotypes in their professional lives due to their gender. Although female employees have been participating more actively in the workforce in recent years, the reason they are unable to advance to top management levels lies in gender-based inequalities, which serve as a barrier to their career progression. Therefore, understanding and examining the societal gender perception that contributes to the glass ceiling syndrome are of utmost importance, along with the significance of organizational culture, systematic discourse, and policies addressing gender issues. The purpose of the current study is to examine the significance of societal gender perception and investigate whether societal gender perception plays a role in the development of the glass ceiling syndrome, aiming to highlight the career barriers faced by women. Considering the private sector, the study utilizes a quantitative research method to understand the factors that create barriers in the promotion processes for women in their professional lives. Within the scope of quantitative research, data collected through surveys have been analyzed. The study also aimed to identify the differences in experiencing the glass ceiling syndrome based on gender discourse in organizations rooted in cultural and policy foundations, which serves as its hypothesis. To achieve this, the study utilized Duyan and Altınova's scale for societal gender and Karaca's scale for the glass ceiling syndrome. These scales were employed to measure and assess the impact of gender discourse on the occurrence of the glass ceiling syndrome in the selected organizations. In line with the purpose of the study, a quantitative research method was employed, and data was collected through voluntary surveys from white-collar employees in Istanbulbased businesses. As a result, it was determined that 387 survey forms were analyzable. The analysis was conducted using the SPSS 26.0 software. Within this scope, various analyses were performed, including frequency analysis, reliability analysis, ANOVA, Tukey's test, correlation analysis, and regression analysis, to examine the collected data. Keywords: Societal Gender, Gender Inequality, Glass Ceiling Syndrome.