Bu tezde 1944-1985 yılları arasında Arnavutluk Sosyalist Cumhuriyeti'ne başkanlık eden Enver Hoca'nın ideolojisi konu edilmektedir. Marksist-Leninist olan Hoca, Arnavutluk'a yabancı olan bu rejimi yaklaşık 41 yıl devam ettirirken, önce o dönemde Sovyet lideri Stalin ve Çin'de devrim yapan Mao ile yakın temasta bulunur, ardından komünistlerin Lenin'den saptığını savunarak 1976'dan 1985'e kadar tam izolasyon uygular. Bu dönem Hocanın Marksizm'i yorumladığı dönemdir. Hocaizm tam şeklini bu dönemde alır. Tez çalışmasında Hoca'nın ideolojisi Marksistlerin ideoloji konusundaki açıklamaları bağlamında ele alınacaktır. Marx'tan sonra gelenler Marx'ın düşüncelerini oldukça farklı şekillerde yorumlarlar. Bunlar arasında Doğu yorumu olarak bilinen Lenin ve Stalin vardır. Başta Lenin ardından Stalin Marx'ın ideolojiye yüklediği olumsuz anlamı bir kenara bırakarak, Marksizmin kendisinin işçi sınıfının bilimsel ideolojisi olduğunu iddia ederler. Bu düşünce devrimin kendisindeki bir dönüşümü de beraberinde getirir. Zira Marksizm bilimsel ideoloji olarak kabul edilince, Marx'ın geçici olarak gördüğü devlet de Marksizmin uygulama aracına dönüşür. Bu ayrılıkla Lenin ve özellikle Stalin despotik-teokratik bir devlet yönetimi sürdürürler. Aynı şekilde Mao ise Leninzm'i Çin düşüncesiyle birleştirip, yeniden yorumlar ve Kültür Devrimi'ni yapar. Bu bağlamda tezde, Hoca'nın ideolojisi, Marx ve Marksistler arasında yukarıda bahsi geçen ayrım üzerinden ele alınarak, Hoca'nın Marx'ın ideoloji yorumu yerine Doğu yorumunun sıkı bir takipçisi olduğunun altı çizilecektir. Dahası Hocaizmin ana bileşenlerinin "yeni Arnavut vatandaşı modeli" ve din karşıtlığında ortaya çıktığı gösterilecektir. Hocaizmin ilkeleri ve toplumsal uygulamalarına yer verilerek, aslında Hocaizmin Marx'tan çok uzağa düşmüş bir ideoloji olduğu, bu ideolojinin uygulanmasının arkasında savaştan çıkan ülkenin olumsuz şartlarının etkili olduğu öne sürülecektir. Bu çalışmanın Türkiye akademi literatürüne katkı sağlamasını umut ediyoruz.
In this thesis, the ideology of Enver Hoxha, who presided over the Socialist Republic of Albania between 1944-1985, is the subject. While Hoxha, a Marxist-Leninist, maintained this regime, which was foreign to Albania, for about 41 years, he first came into close contact with the Soviet leader Stalin at that time and Mao, who was making a revolution in China, and then from 1976 to 1985, arguing that the communists had deviated from Lenin. up to complete isolation. This is the period when Hoxha interpreted Marxism. Hoxhaism takes its full form in this period. In the thesis, Hoxha's ideology will be discussed in the context of Marxists' explanations on ideology. Those who come after Marx interpret Marx's ideas in quite different ways. Among them are Lenin and Stalin, known as the Eastern interpretation. Leaving aside the negative meaning that Marx attributed to ideology, they claim that Marxism itself is the scientific ideology of the working class. This thought brings with it a transformation in the revolution itself. Because when Marxism is accepted as a scientific ideology, the state, which Marx sees as temporary, turns into a tool of application of Marxism. With this separation, Lenin and especially Stalin maintain a despotic-theocratic state administration. Likewise, Mao combines Leninism with Chinese thought, reinterprets it and makes the Cultural Revolution. In this context, in the thesis, Hoxha's ideology will be handled through the aforementioned distinction between Marx and Marxists, and it will be underlined that Hoxha is a strict follower of the Eastern interpretation instead of Marx's interpretation of ideology. Moreover, it will be shown that the main components of Hoxhaism emerge in the "new Albanian citizen model" and opposition to religion. By giving place to the principles and social practices of Hoxhaism, it will be argued that Hoxhaism is an ideology that has fallen far away from Marx, and that the negative conditions of the country that came out of the war were influential behind the implementation of this ideology. We hope that this study will contribute to the Turkish academic literature.