Merak etmek, düşünmek, bilmek ve inanmak insanoğlunun varlığı ile kadim, yalnızca ona özgü ve has olan niteliklerdir. İnsanlık tarihi kadar eski olan bilme ve anlama arzusu zihinlerdeki en büyük soru işareti olan "Varlık nedir?" sorununu ortaya çıkarmıştır. Tanrı'nın varlığı, âlemin yaratılışı ve insanın anlamı üzerine tarih boyunca pek çok farklı açılardan teoriler geliştirilmiştir. Bunun bir sonucu olarak da birden çok Tanrı tasavvuru, âlemin yaratılışına yönelik teoriler ve insanın mâhiyetine ilişkin çeşitli görüşler ortaya koyulmuştur. Bizler çalışmamızda kendilerini hakikat ehli olarak niteleyen sûfîlerin Tanrı tasavvurundan yola çıkarak, onların Allah, âlem ve insan hakkındaki görüşlerini farklı açılarıyla ortaya koymaya çalıştık. Ancak sûfîlerin ibn Arabî öncesindeki Allah, âlem ve insan gibi pek çok konudaki görüşleri, fıkıh ve kelam geleneğine tâbi olması sebebiyle çalışmamıza, İbn Arabî düşünce ve geleneği içerisinde yer alan Yazıcızâde Kardeşler ve İsmail Hakkı Bursevî'yi konu edinmeyi uygun gördük. Çalışmamızı sürdürürken Yazıcızâde Kardeşler ile İsmail Hakkı Bursevî'nin Ekberi gelenek içerisindeki konumunu tespit ettik, İbn Arabî'nin varlık düşüncesinden ne ölçüde etkilendiklerini ve Vahdet-i vücud düşüncesine olan katkılarını ortaya koyduk, konumuza ilişkin eserlerinde yer alan müşterek ve muhtelif, düşünce ve yaklaşımları ilgili eserleri okunarak tahlil ettik. Son olarak da mutasavvıfların eserlerinden Sadarettin Konevî'nin sistemleştirmiş olduğu şekliyle, sistematik bir tasavvuf metafiziği çıkmadığına kanaat getirdik.
To wonder, to think, to know, and to guess, all these are concepts as old as human existence and peculiar to humans. To know which is old as human history leads to a grand question. Theories about the existence of God, the creation of the universe, and the meaning of the human being have focused on many different perspectives throughout history. Therefore, we encounter many different visions about God, the creation of the universe, and human nature. In my study, I examined the visions of God propounded by Sufis who describe themselves as truth-seeking people and tried to reveal their views and visions about human nature and the universe with different aspects. I have preferred to focus on Yazicizade Brothers and Ismail Haqqi Bursawi who are affiliated with the school of Ibn Arabi because the Sufi Tradition is liable to the tradition of Fiqh and Kalâm, especially about the visions and views of the human nature, the God and the creation of the universe before Ibn Arabi. I have examined firstly the position of Yazicizade Brothers and Ismail Haqqi Bursawi in the Akbari Tradition and the impacts of the views about the existence of Ibn Arabi on them. Also, I have examined their contribution to the idea of the unity of existence and analyzed the similar and various thoughts and approaches by reviewing their related works. Lastly, I have completed my work with the evaluation which is whether their thought and approaches propound a systematic Sufi metaphysics like Sadreddin Konevi or not.