Suskunluk sarmalı bağlamında #MeToo hareketinin sosyal medya kullanıcıları üzerindeki etkisi: Sakarya Üniversitesi İletişim Fakültesi örneği = The impact of #MeToo movement on social media users in the context of the spiral of silence: The case of Sakarya University Faculty of Communication

Abstract

Sosyal medya ağları gün geçtikçe bireylerin hayatında oldukça önemli bir yere sahip olmaya başlamıştır. Sosyal medya, kişilerin kendi seslerini duyurmaya başladıkları ve benzer şeyleri tecrübe eden insanlarla iletişime geçtikleri bir ortam haline gelmiştir. Suskunluk sarmalı teorisine göre bireyler toplumun geneline uymayan bir görüşe sahipse, dışlanma korkusu hissedebilir ve buna bağlı olarak görüşlerini toplum içerisinde beyan etmeyip susma eğilimi gösterebilmektedir. Bireyler sosyal medyanın gücüne güvenerek hem toplumsal hem de bireysel olarak eksikliğini hissettikleri herhangi bir konu hakkında fikirlerini paylaşabilmektedir. #MeToo sosyal medya hareketi, 2017 yılından itibaren süregelen bir aktivizm hareketidir. Sosyal medyada, Akademi ödüllü eski film yapımcısı Harvey Weinstein'in cinsel taciz ile suçlanmasıyla patlak veren #metoo hareketi sürecine dünyanın birçok milletinden yüz milyonlarca insan sosyal medya ortamlarında destek vermiştir. Bu bağlamda araştırma çalışmasının uygulama aşamasında Sakarya Üniversitesi İletişim Fakültesi kadın öğrencilerinin, cinsiyetçi söylem ve taciz durumlarına karşı hem bireysel ve toplumsal olarak hem de sosyal medyada ne tarz tepkiler verdiklerini öğrenmek için niteliksel araştırma yöntemi olan odak grup görüşmeleri yapılmıştır. Her odak grup görüşmesinde 6 katılımcı vardır ve toplam 11 farklı odak grup görüşmesi gerçekleştirilmiştir. 66 kişinin katıldığı bu odak grup görüşmelerinde her katılımcıya 10 adet soru sorulmuştur ve bütün görüşmeler ses kaydına alınmıştır. Katılımcıların, #MeToo ve diğer ilişkili sosyal medya aktivizm hareketleri hakkındaki görüşleri ve bu hareketlere katımları hakkında bilgiler edinilmiştir. Katılımcıların büyük çoğunluğu hayatları boyunca cinsiyetçi söylem ve taciz durumuna maruz kaldıklarını belirtmiştir. Katılımcıların hiçbiri sosyal medyada #metoo hareketine katılmamıştır. Katılımcıların büyük bir çoğunluğu kendi yaşadıkları cinsiyetçi söylem ve taciz olaylarını sosyal medyada paylaşmadıklarını belirtmiştir. Sadece sosyal medyada gündem olan kadına karşı şiddetin önüne geçmeye çalışan sosyal medya etiketlerine destek olup toplumun geneline uyma davranışı göstermişlerdir. Burada sosyal medya üzerinden suskunluk sarmalının kırılamadığı sonucu ortaya çıkmaktadır.

Social media networks have started to occupy a very important place in the lives of individuals day by day. Social media has become a medium where people start to make their voices heard and communicate with people who have experienced similar things. According to the spiral of silence, individuals may feel fear of isolation when they have an opinion that does not fit the general public, and accordingly, they may tend to remain silent by not expressing their opinions in public. By relying on the power of social media, individuals can share their views on every issue they feel lacking both socially and individually. The #MeToo social media movement is an ongoing activism movement since 2017. Millions of people from many nations of the world supported the #metoo movement, which broke out on social media when the Academy Award winning former filmmaker Harvey Weinstein was accused of sexual harassment, on social media. In this context, focus group interviews, which is a qualitative research method, were conducted to reveal what kind of reactions the Sakarya University Faculty of Communication female students gave to sexist discourse and harassment, both individually and socially, and on social media. There were 6 participants in each focus group meeting and a total of 11 different focus group discussions were held. In these focus group meetings attended by 66 people, 10 questions were asked to each participant and all interviews were audio recorded. Information was obtained about the views of the participants about #MeToo and other related social media activism movements and their participation in these movements. The majority of the participants stated that they have been exposed to sexist discourse and harassment throughout their lives. None of the participants participated in the #metoo movement on social media. The majority of the participants stated that they did not share their own sexist discourse and harassment on social media. They supported the social media hashtags that try to prevent violence against women, which is only on the agenda in social media, and showed the behavior of conforming to the general society. Here, the result is that the spiral of silence can not be broken through social media.