Doğanın bir inşası olan biyolojik cinsiyetin gerekçe gösterilmesi sonucunda bireylere etiketlenen özellikler ve roller, toplumsallaşmanın bir ürünüdür. Böylelikle biyolojik cinsiyet, toplumsal olarak hiçbir anlamı içerisinde barındırmamasına rağmen toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin bir aracı olarak kullanılmakta ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği, bireyler arasında eşitsiz bölünmeyi ifade etmektedir. Bu çalışmanın amacı, vardiyalı çalışanların maruz kaldığı toplumsal cinsiyet eşitsizliği sorunlarını ve bu sorunların nedenlerinin neler olduğunu tespit etmektir. Aynı zamanda bu eşitsizliklerin hangi cinsiyetin daha çok aleyhine olduğunun karşılaştırmasını yapabilmek ve bireylerin toplumsal cinsiyet algılarını tespit edebilmek de çalışmanın diğer amaçlarıdır. Çalışmanın amacı doğrultusunda, Sakarya ilinde gıda sektöründe aynı iş yerinde vardiyalı çalışan, evli ve çocuğu olan, 10 kadın ve 10 erkek olmak üzere toplamda 20 işçiyle yarı yapılandırılmış derinlemesine mülakat (görüşme) tekniği kullanılmıştır. Mülakat sonuçlarından elde edilen verilerin çözümlenebilmesi adına içerik analizi kullanılarak, benzer ve farklı cevaplar, temalar oluşturularak değerlendirilmiştir. Yapılan değerlendirmeler doğrultusunda işlerin kadın işi ve erkek işi olarak ayrıldığı dolayısıyla da iş yerinde kadınların ve erkeklerin bölümlerinin farklı olduğu tespit edilmiştir. Kadın çalışanların, erkek çalışanlardan daha düşük ücret aldıkları ve yine kadın çalışanların daha fazla iş yüküne maruz kaldıkları da tespit edilenler arasındadır. Aynı zamanda çalışanlar yetersiz hafta tatilinden ve gece çalıştıkları zamanlarda gündüz verimli uyku uyuyamamaktan yakınmaktadır. Ancak özellikle bu durumlardan kadınlar daha fazla şikâyetçidir. Bu sorunların nedenleriyse toplumsal cinsiyet özellikleri ve rollerinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla evet, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine kadınlar da ve erkekler de maruz kalmaktadır. Ama eşitsizlikler kadınların aleyhine daha fazla sonuçlar doğurmaktadır. Son olarak da çalışanların olumsuz toplumsal cinsiyet algısına sahip oldukları tespit edilirken, erkeklerin daha fazla cinsiyetçi ifadeleri kullandıkları dolayısıyla kadınlardan daha fazla gelenekçi oldukları tespit edilmiştir.
Characteristics and roles entitled to individuals as the result of the causal presentation of biological gender which is a pattern of nature constitute an outcome of socialization. Thus, biological gender is adopted as a medium for the social gender inequalities despite lacking any social meaning and social gender inequality presents an uneven distribution among individuals. The aim of this study is to detect the social gender inequality problems faced by shift workers and the causes of these problems. Being able to compare the more disadvantageous gender in terms of these inequalities and also to determine social gender perceptions of individuals are other objectives of the study. Semi-structured in-depth interview technique was used for a total of 20 married employees with children (10 females and 10 males) who work in shifts in the same workplace in food sector in the city of Sakarya. Content analysis was used to analyze data gathered through interview and similar and different answers were evaluated based on themes. The assessments showed a classification of duties as female and male duties and thus a formation of different departments for males and females in the workplace. Female employees had higher workload although they had lower salaries. Employees also complained about inadequate weekly holidays and the lack of efficient sleep during daytime following night shifts. Especially female workers complained more about these conditions. Social gender characteristics and roles constitute the cause of these problems. Females and males are both exposed to social gender inequalities. But inequalities cause more problems for females. The study also concluded that the employees had a negative social gender perception and males used sexist expressions more and thus were more traditionalist compared to females.