Abstract:
İmkân kavramı Aristoteles çevirileri ile birlikte İslam dünyasına intikal etmiş daha sonra bu kavram mütekaddim kelam geleneği içerisinde ve İbn Sînâ öncesi felsefe geleneği içerisinde çeşitli yaklaşımlar ile ilerleme kaydetmiştir. İbn Sînâ ile birlikte metafizik ilminin temel bir kavramı haline dönüşen imkân kavramı İbn Sînâ sonrasında Gazzâlî ve Fahreddîn er-Râzî ile birlikte farklı yönleri ile ele alınmaya devam etmiştir. Bu iki isim sonrasında Nasîruddîn et-Tûsî'nin ve Adudüddin el-Îcî tarafından kaleme alınan metinlerde yer alan imkân meseleleri bu metinler üzerine oluşan şerh ve haşiye gelenekleri vasıtası ile Osmanlı düşüncesine intikal etmiştir. Osmanlının en düşünürlerinden birisi olan Kemalpaşazâde de imkân konularına ilişkin olarak Risâle fi tahkîki luzûmi'l-imkân li'l-mümkin, Risâle fi'l-eys ve'l-leys, Risâle fî enne'l-mümkin lâ yekûn ehadu tarafeyhi evlâ bih li-zâtih ve Risâle fî'l-fakr isimli dört risale kaleme almıştır. Risalelerde kendinden öncekilerden tevarüs ettiği ilmi tecrübeyi de ortaya koyan Kemalpaşazâde, o dönem için imkân konusu etrafında tartışılan konuları ayrıntılı bir şekilde tahlil etmiş ve yer yer özgün görüşler ortaya koymuştur. Bu tez, mezkûr risaleler bağlamında Kemalpaşazâde'nin imkân hakkındaki görüşlerini tespit etmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda tezin birinci bölümünde İbn Sînâ'ya gelinceye değin imkân kavramının gelişimi genel hatları ile ortaya koyulmaya çalışılmış ve İbn Sînâ'nın mümkün varlık anlayışının hangi sorunlara cevap verdiği ortaya koyulmaya çalışılmıştır. İkinci bölümde İbn Sînâ sonrasında Gazzâlî, Fahreddîn er-Râzî, Nasîruddîn et-Tûsî ve Adudüddin el-Îcî bağlamında müteahhir dönem kelam geleneğinde imkân kavramı ile ilgili oluşan literatür genel hatları ile ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Üçüncü bölümde Kemalpaşazâde'nin dört risalesi temele alınarak imkân mevzularında sahip olduğu fikirler tespit edilmeye çalışılmıştır. Sonuç bölümüne yapılan Kemalpaşazâde'nin imkân meselelerinde özgün yönleri üzerine genel bir değerlendirme yapılmıştır.
SUMMARY
The concept of Contingency was transmitted to the Islamic world with the translations of the works by Aristotle where later this concept ameliorated and used in the tradition of Kalam and the Ibn Sina's philosophy with various approaches. The concept of contingency subsequently become a principal concept of metaphysics by Ibn Sina, progressively have been dealt in different ways by Al-Ghazali and Fakhruddin ar-Razi. Next, Nasiruddin et-Tusi and Adududdin ed-Ici took the initiative by transferring it to the Ottoman thought through commentaries and annotations of the original texts. Kemālpas̲hazādah, one of the most influential thinker in the Ottoman empire, wrote four treatise on contigency which are Risālah fī al-eys ve al-leys, Risālah fī enne'l-mumkin lā yekûn ehad tarafeyhi evlā bih lizātih, Risālah fī al-fakr and Risālah fī tahkīk luzūm al-imkān li al-mumkin. Kemālpas̲hazādah inherited the scientific experience from his predecessors, analyzed the concept of contingency for that period in details and at the same time constructed his own ideas in some of his works. This thesis aims to identify Kemālpas̲hazādah's ideas on the concept of contingency based on the aforementioned treatises. The first chapter of the thesis deal with the development of the concept of contingency until the arrival of Ibn Sina and problems elucidated by Ibn Sina in regards to this concept. The second chapter of the thesis will discuss on the general literature reviews on the concept of contingency by later scholars post Ibn Sina such as al-Ghazali, Fahreddîn er-Râzî, Nasîruddîn et-Tûsî and Adudüddin el-Îcî. In the third chapter, four treatises of Kemālpas̲hazādah on the concept of contingency will be evaluated. Lastly, a general evaluation will be produced based on Kemālpas̲hazādah's concept of contingency.