İki tekerlekte seyirlik imkânı sağlayan, insan gücüyle çalışan bisiklet yaklaşık 200 yıldır hayatımızdadır. Bisikletin icadı konusunda tarihçiler arasında bir fikir birliği yoktur. Bu bilgi çerçevesinde tek bir mucit tarafından icat edilmediğini de anlamaktayız. Tarihsel olarak bisikletin icat edilmesinin ardından Osmanlı topraklarına girdiği XIX. yüzyıl sonları ile yani 1880'li yıllar ile başlayacak ve Cumhuriyetin ilanına kadar olan sürece kadar 1920'lere getirilecektir. Bisikletin icadı ile Avrupa'da yayılışı, Osmanlı Devleti'ne gelişi, hangi alanlarda yaygınlık gösterdiği, bisikletin zaman içerisindeki değişim süreci, Seyyahların gezileri, bisikletin turizme katkıları, bisikletin kamusal alanda kullanımı, (posta, ordu ve emniyet teşkilatları içinde), Osmanlı'da bisikletin yaygın olarak kullanıldığı şehirler, ilk bisiklet yarışlarının nerede ve nasıl düzenlendiği, basında ve edebiyatta bisiklet konuları yer almaktadır. Zamanla birçok kitap ve karikatüre de konu olan bisiklet, mizah duygusuyla harmanlanarak, okuyucunun ilgisine sunulmuştur. Osmanlı'da bisikletle ilgili literatür tarandığında bu konunun çok fazla derinlemesine ele alınmadığı, genel olarak spor başlığı altında konuya yer verildiği görülmektedir. Osmanlı Devleti'nde bisikletin girişi, sadece spor alanında değil her alanda toplum ve devlet hayatına katkılarının geniş ve kapsamlı bir çalışma içinde incelenmesi gereği duyulmuştur. Bu amaç doğrultusunda bisikletin serüveni bir bütün olarak ele alınmıştır. Ayrıca konu içeriği itibariyle günlük yaşamın bir parçası olan bisikletin cemiyet ve devlet hayatında kullanımını içerdiğinden toplumsal tarih kuram ve yaklaşımları örnek alınmıştır.
SUMMARY