ÖZET Bu çalışmada Balkanların Türkiye açısından önemine değinilerek 1992 yılından itibaren Bosna-Hersek'de yaşanan krizde Türkiye'nin izlediği politikalar değerlendirilmeye çalışılmıştır. Türklerin Balkanlarla olan ilişkileri V.yüzyıldan itibaren başlamış ve Osmanlı tmparatorluğu'nun Balkanlar'daki egemenliği ile daha kalıcı bir zemine oturmuştur. Osmanlı İmparatorluğu ve kısmen Tito döneminde istikrarlı bir dönem yaşayan Balkanlar 1980'de Tito'nun ölümü ile bir bunalım ve parçalanma yaşamıştır. Soğuk savaş döneminde farklı etnik ve dini yapılan, iktisadi ve siyasi sistem farklılığı ile uluslararası ilişkiler yönünden tampon bir bölge olan Balkanlar dünyanın jeo-politik bakımdan en hassas bölgelerinden olmuştur. Balkan ülkeleri içinde Bosna-Hersek ise ekonomik ve siyâsi açıdan bir çok Balkan ülkesinin menfaatlerinin kesiştiği bir konumda olduğundan daima savaş alam olmuştur. 1991'de Bosna-Hersek' in bağımsızlığım ilan etmesi ile Sırbistan Bosna-Hersek devletine saldırılarım başlatmıştır. Böylece Bosna-Hersek katliamı ve etnik temizliği başlamıştır. Dünya ülkelerinin izledikleri politikaların önem kazandığı bu ortamda Bosna-Hersek tarihi süreç içinde ele alınarak 1991 bağımsızlık ilanı ve izleyen dönemde dünya ülkelerinin ve Türkiye'nin Bosna-Hersek politikaları incelenmiştir Sonuç olarak, dünya ülkelerinin uzun süre seyirci kaldığı Bosna-Hersek etnik temizliğinde Türkiye, savaşm bitirilmesine ve barışa yönelik çaba harcamakla birlikte kendi politikalarım daima Batılı ülkelerin politikalarına uyumlu olacak şekilde belirleyerek Batılı ülkelerle birlikte hareket etmiştir. VI
ABSTRACT This paper focuses the importance of Balkans for Republic of Turkey and tries to evaluate Turkey's politics of the Bosnia-Herzegovina crisis after 1992. The relationships between Turkish and Balkan people were based on the 5* century, and settled on a stable basis with Ottoman sovereignty in Balkans. The Balkans had a -i. stable period during the Ottoman sovereignty and partly in theTito periods. After Tito died in 1980, the Balkans entered into a crisis and divisions. During the cold war period, the Balkans were geo-politically the most sensitive region of the world. The Balkans, with different ethnic and religious structures, different economic and politic systems, had played the role of tampon region in the international relations. Bosnia and Herzegovina had always been a war field. Because of this, it is in a position that a lot of Balkan countries interests had crossed economically and politically After Bosnia-Herzegovina proclaimed its independence in 1991, Serbia attacked Bosnia and Herzegovina. So that the genocide and the ethnic cleansing started against Bosnia- Herzegovina. In this atmosphere, the world countries' politics were important. After considering Bosnia and Herzegovina in the historical perspective and the proclamation in 1991, the world countries and Turkey's politics are studied. As a result, the ethnic cleansing of Bosnia and Herzegovina were observed passively for long time by the world countries, However, in the limits of international conditions, Turkey strove for the establishment of peace in Bosnia and Herzegovina. Turkey acted together with Western countries in conformity of their Bosnia and Herzegovina politics. VII