Neo-patrimonyalizm ve Türkiye Örneği adlı bu çalışmayı şöyle özetleyebiliriz: Neo- patrimonyalizm kavramı, Eisenstadt tarafindan batı-dışı toplumlardaki modernleşme hareketleri sonrasında gelinen son kerteyi betimlemek üzere geliştirilmiştir. Böyle bir kavramsallaştırmanın arkasında iki önemli neden bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, batı-dışı toplumlarda görülen modern kurumların bir formdan ibaret oluşudur. Daha açık bir ifadeyle, bu toplumlardaki modern kurumların görmüş oldukları işlevlerin onların asli işlevleriyle bağdaştırılması mümkün değildir. O kadar ki modernliğin önemli göstergeleri olan anayasaları gerçek anayasa saymak, siyasal partilerin bir siyasal karar ve süreçlere bir katılım aracı olduklarını varsaymak, bürokratik organların rasyonel ve hukuki bir temele göre işlediğini düşünmek adeta imkansız gibidir. Neo- patrimonyalizm kavramının içeriğinde de görülebileceği gibi bu kurumların bir çoğu aslında geleneksel zihniyet ve tutumların tekrar ortaya çıktığı organlar olmuşlardır. Örnek vermek gerekirse, siyasal partiler birer temsil organı olmak yerine paternal himayeye dayalı organlardır. Ayrıca bürokratik kurumlar yeterince kurumsallaşamadıklarından bir çok kokuşmuşluğa neden olmuşlardır. Bu nedenle gerekli altyapıyı hazırlamadan, zihni dönüşümleri yaşamadan modernleşen batı-dışı toplumlardaki modern kurumlar bu toplumların modernleştiklerini göstermezler. Neo-patrimonyalizm kavramının kavramsallaştınlmasmın diğer önemli nedeni ise, batı- dışı toplumlarda modernleşme adına geleneksel düzenin tahrip edilmiş olmasıdır. Bu toplumlarda modernleşmenin geleneksel düzeninin anti-tezi kurgusu içerisinde şekillenmiştir. Böylelikle toplumun geçmişle bağlan koparılmak istenmiştir. Ne var ki bu toplumlardaki geleneksel yapılar büyük ölçüde ortadan kalkmış olsa da o yapıların üzerinde şekillendiği zihniyet yaşamaya devam etmiş hatta modern organların içine de nüfuz ederek onları işlevsizleştirmiştir. tşte neo-patrimonyalizm kavramı bu iki olumsuzdan, geleneğin tahribi ve modernliğin tahrifinden hareketle geliştirilmiştir.
We can summarize the study with the title "Neo-patrimonialim and The Turkish Case" as follows: The concept neo-patrimonialism was originally developed by the Social Scientist S.N. Eisenstadt to describe the last stage of modernization movements in non-western Societies. There are two important reasons behind this conceptualization: that modern organs in non-western context can not fulfil their actual functions constitutes the fist reason. İt is for this reason that consediring the political parties, constitutions and bureaucratic organs in non-western contexts as the indicies of modernity is almost impossible. As it appears in the content of the concept neo-patrimonialism the functions these organs carry out are actually with traditional mentality not with the genesis of modernity. To give an example, political parties are not a means of representation but of paternal clientalism in non- western contexts. Moreover, since the institutionalisation didn't take the necessary care, some very important corruptions and break downs arose. The second reason that caused the formulation of neo-patrimonialism is the destruction of traditional structures widespreadly for the sake of modernization. In deed, the modernization project was largely formulated as an anti-thesis of traditional order. Altough many of the traditional organs have been destructed, the mentality giving birth to those organs continued to live. The same mentality penetrated into modern organs and caused them to break. The concept neo-patrimonialism was developed to describe the problems and paradoxes and break down of modernity in non-western contexts.