Abstract:
Muhabbet-nâme, kelime anlamıyla, "aşk mektubu" demektir. Edebiyatımızda, muhabet- nâme denilince İlâhî aşkı konu edinen eserler akla gelir. Bu konu üzerinde henüz yeterli çalışmalar yapılmamıştır. Çalıştığımız eser, Seyyid Muradî'nin Muhabbet-nâme' sidir. İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi, Mihrişah Sultan Bölümü, No: 360'ta kayıtlıdır. Nesih yazısıyla, Osmanlı Türkçesi ve alfabesiyle, nazım olarak yazılmış, 324 varak (yaprak), 648 sayfa hâlinde bir el yazma eseridir. Harekeli ve düzenli olup, duygu yüklü ve akıcı bir üslûba sahiptir. Zaman zaman dil, imlâ, kafiye ve ölçü hataları da vardır. Bu durumu müellif, kitabın sonunda, 393. başlıkta kendisi de belirtmiştir. Eser, tevhid, münacat, na't, medh (övgü) ve hikâye olmak üzere beş bölümden oluşmuştur. Konu bakımından dinî, tasavvufî bir eser olup, ahlâkî ve didaktik bir özelliğine sahiptir. İçerisinde Arapça ve Farsça kelimeler, tamlamalar olmakla birlikte, genel olarak sade ve akıcı bir dille yazılmıştır. Kolay anlaşılabilir vasıftadır. Sanat yönüyle güçlü teşbihler, telmihler dikkati çeker. İçerik olarak, sevenin sevgilisine (kavuşmak amacıyla) dileklerini, sevgilinin buna cevaplarını, aşk yolunun ızdıraplannı bu yolun' zorluklarını anlatmaya çalışmıştır. Seyyid Muradî'nin, dil, din bilgisi yönüyle yeterli, sanat bakımından yetenekli, eserini içtenlikle anlatmaya çalışan mutasavvıf bir şahsiyet olduğu dikkati çekmektedir. Olayları tasavvufî bir açıdan değerlendirdiği görülmektedir. Çalışmamızda, eski ve orijinal bir el yazma eserden edebiyatımıza yeni bir metin aktarmayı amaçladık. Bunun için, eserimiz Osmanlıca alfabeden günümüz Lâtin alfabesine çevrilmiş ve transkripsiyonlu bir metin hâline getirilmiştir. Elde edilen bu metnin dil, şekil ve muhteva bakımından genel bir değerlendirilmesi yapılmıştır. Eser, toplam 394 başlıktan oluşmuştur.