Abstract:
Erkek ve kadının statüsü, toplumların hayatında önemli yer tutmaktadır. Erkek ve kadının konumuna her devirde farklı yaklaşılmıştır. Bu farklı yaklaşımda insanların eğitimleri, kültürleri, o zamanki genel anlayış, gelenek ve görenek etkili olmuştur. Toplumlar, kültürlerine göre, erkek ve kadına farklı roller yüklemişlerdir. Günümüzde bu konu çok tartışılmaktadır. Çünkü, ataerkil geleneğin hakim olduğu düşünce kadını sosyal hayattan dışlamakta ve değer vermemekte, feminist düşünce de kadını ön plana çıkartmaktadır. Biz de bu çalışmamızda, Kuran'ın ve Sünnet'in erkek ve kadına nasıl bir statü belirlediğini araştırmaya çalıştık. Bu konuda en önemli prensipleri açıklayan Nisa suresi 34'ncü ayeti ele aldık ve müfessirlerin bu ayeti nasıl açıkladıklarını ortaya koymaya çalıştık. Araştırma sonucunda, insanın yaratılışından bahseden Kur'an ayetlerinde, kadın veya erkek cinsine, cinsiyetinden dolayı herhangi bir fazilet tanınmadığı görülmüştür. İslâm'a göre üstünlük ancak "takva" dadır. Allah'a karşı iyi bir kul olmada, Allah'ın emirlerini yerine getirip, haramlarından kıldığı şeylerden sakınmadadır. Müfessirlerin çoğunluğuna göre, erkeğin kadın üzerindeki yönetici ve koruyucu olma özelliği aile içindedir. Bu durum da İslam sosyal nizamının belirli şartlar dahilinde erkeğe yüklediği bir görevdir. İslâm dini, toplumun temeli olan aileye ve aile huzuruna çok büyük önem vermektedir. Bu sebeple aile içerisinde bir huzursuzluk çıkacak olursa hemen o probleme aile içerisinde çözüm getirmektedir.