dc.description.abstract |
Bu çalışma ile öncelikle Avusturyalı yazar Robert Musil'in hayatına bir giriş ve içinde bulunduğu dönem olan Modemizm'in başlangıç yıllarının koşullarının bir incelemesini yapmaya çalıştım. Daha sonra Musil'in yaklaşık 30 yılda meydana getirdiği ve dünya klasikleri arasında yerini almış olan 'Niteliksiz Adam' (Der Mann Ohne Eigenschaften) adlı yapıtını hem içeriğindeki biçimselliği, yani anlatım üslubu, hem de felsefi yönleriyle ele almaya çalıştım. Musil'in kendine özgü olan dilsel ve felsefi yönleri ele alıp bunlarla okuyucuda uyandırmaya çalıştığı bilinci inceleyip bazı sonuçlar çıkarmaya çalıştım. Bu bağlamda da "Niteliksiz Adam' adlı eseri, diğer başyapıtlardan ve romanlardan farklı kılan, onun kendine dair bir doku ve içerik bütünleşmesine sahip olmasıdır. Yani bir diğer deyişle, bütün metin, hem kendi içinde ayrı ayrı neden-sonuç ilişkileri taşır, hem de başlı başına koskoca bir neden sonuç ilişkisini oluşturmaktadır. Bu özellik tüm çalışmamın merkezini teşkil etmiş ve 3. ve 4. bölümlerde bu neden-sonuç ilişkisinin hangi yollarla kurgulandığını açıklamaya çalıştım. Musil'in bu farklı romanında da ele almış olduğu, o döneme kadar çeşitli edebi eserler aracılığıyla birçok kez dile getirilmiş aydın-toplum sorunsalının okura neden daha farklı ve güçlü bir biçimde ulaştığını araştırdım. Bu noktada, eserde bu sorunsalı çevreleyen bir siyasi çizginin olduğu kesindir: Avusturya-Macaristan İmparatorluğu (Habsburger Monarchic). Ancak burada hemen belirtmeliyim ki, romanın bu siyasi yönü çalışmamı kapsamamaktadır, çünkü bu konu Musil'in kişisel bir eleştirisini temsil etmektedir. Yalnızca kaçınılmaz olan aydın-toplum sorunsalına katkısı olan bazı arka plan bilgileri çalışmamda yerini almıştır. Bulgularımdan en önemlisi, Musil'in diğer eserlerinde işlediği tüm konular gibi, bu konuyu da birçok yazardan daha farklı bakış açılarından ve özellikle de Modemizm'in yeni yeni yeşeren bakış açılarından fokuslamış, değerlendirmiş olmasıdır. Burada ise en dikkat çekici unsur, modernizmin getirmiş olduğu, görecelik olgusudur. Eserde düz, akıcı (linear) bir anlatım biçimi yerine, çeşitli metin türleri ile (deneme, anekdot, anılar) kesintiler, bölünmeler ve ilaveler mevcuttur. Bu noktada dilin yalnızca bir araç olmaktan çıkıp, bundan daha fazlası haline getirildiğini göstermeye çalıştım. Bir aktarım aracı olan dilin, Musil için, aynı zamanda bir duygu veya oluşumu da temsil ettiğini söyleyebilirim. Sonuç olarak, Robert Musil'in "Niteliksiz Adam' adlı yapıtında adeta kendisinin yarattığı bir dil olduğunu (kendisine ait bir dil derken, evrensel olanı anlatmaya çalışma biçimini kastetmekteyim) ve bu kendine ait dil ile bir toplum modeli aracılığıyla tüm toplumların ve içindeki birey veya aydınların iç çelişkilerini vurgulamaya çalıştığını göstermeye gayret ettim. |
|