Abstract:
Cafer Sâdık'ın (80-148/ 700-765) asrı, felsefi meselelerinin araştırılmaya başlandığı, Müslümanlarla eski medeniyetlere ve dinlere mensup milletlerin fikrî temas kurdukları bir çağdır. Bu asırda İslâm dünyasında kainata (kozmoloji) ve astronomiye dair ilimlerin araştırılmaya ve bunlarla birlikte bütün ilimlerin tedvin edilmeye başlandığı görülmektedir. Hadis, tefsir, fıkıh, akaid, cedel, dil ve tarih gibi alanlarda yoğun bir faaliyetin görüldüğü, değişik fikir ve görüşlerin fırkalaşmayı meydana getirmeye başladığı bu yüzyılda İslâmi konulardaki düşüncelerini daha toplayıcı bir tarzda ortaya koyan Ca'fer Sâdık aynı zamanda farklı alanlarada pek çok öğrenci yetiştirmiş, devrin ileri gelen şahsiyetlerine hocalık yapmıştır. İmam Ca'fer, Allah'ın sıfatları meselesinde ta'lil ve teşbihi nefyederek sıfatların varlığını kabul eder. Kader konusunda ise ona göre insan cebr ve mutlak hürriyet arasındadır. İnsanın ihtiyarî fiilleri kendisine nisbet edilir, fakat "insan fiillerini kendisi yaratıyor" denilemez. İmam Ca'fer, selef tutumuna uygun olarak Allah ve sıfatlan, müteşâbihler (kürsi, arş vs.), kader gibi konularda fazla detaya inilip bunların üzerinde tartışılmasını hoş görmez. Nübüvvet ve melekler konusunda da Ehl-i Sünnet'ten farklı görüşleri olmayıp nasslarda ne varsa onu kabul eder. İmamet, âhiret ve diğer konularla ilgili görüşleri, maalesef, Şiî kaynaklardaki pek çok zayıf, mevzu rivayetler sebebiyle tam netlik kazanamamakla, daha çok İslâm'ın ilk dönemlerinde söz konusu olmayan ve sonradan Şia akaidine sokulan bir takım farklı fikirler İmam Ca'fer ve diğer imamlara nisbet edilmektedir. Oniki imama ve özellikle de Ca'fer Sâdık'a dayanan Şiîlik ise başlangıçta sadece siyasî bir oluşum iken, farklı kültürlerden etkileşimler sebebiyle akîdevî yönden farklılaşmış, hemen hemen bütün akîdevî konular imamet çerçevesi içinde oluşturularak, Ehl-i Sünnet ile İmamiyye arasındaki farklılıkların tek kaynağı haline getirilmiştir. Anahtar kelime : Ca'fer Sâdık