Abstract:
Çağımızda, rekabet ulusal ve uluslararası pazarda hızla artmaktadır. Örgütler, bu rekabet ortamında dayanıklılıklarını artırdıkları ölçüde ayakta kalabilmektedirler. Yönetim yaklaşımlarında meydana gelen reformist hareketler sonucu, dayanıklılığı sağlamak için örgütlerin artık kenetlenmiş bir bütün halinde hareket etmeleri gerekmektedir. Bu ise birbirini iyi tanıyan ve algılayabilen bireylerden oluşmuş örgütler anlamına gelir. Örgütler, birbirini çabuk ve doğru bir şekilde algılayan bir takım halinde, birlikte hareket etmek istiyorlarsa önce çalışanlarını ve onların özelliklerini bilmelidirler. Bugün insana bir araç olarak bakmanın bu kaynağı rasyonel şekilde değerlendirmek olmadığı anlaşılmıştır. İnsan örgütlerde, bireysel anlamda fikirleri, hedefleri, amaçları olan ve sosyolojik olarak bunları paylaşabilen bir değer olarak kullanılmalıdır. Amacımız, insanın bilgi seti dediğimiz algılama gücünü, örgütlerde engelsiz ve doğru şekilde kullanmasına yardımcı olabilecek bir çalışma yapmaktır. İnsan örgüte girmeden önce birtakım bilgi, tecrübe, değerler geliştirmiştir. Yine insan örgüte girdikten sonrada kuracağı ilişkilerle bilgi, tecrübe ve değerler kazanacaktır. Algılama özelliği bu iki süreçten, örgüt amaçlar doğrultusunda en iyi şekilde yararlanmayı sağlamaktadır. Bu süreçleri engelleyen bazı etkenler giderilmek suretiyle örgütte algısal denetim sağlanacak ve etkinlik artırılabilecektir.