Abstract:
ÖZET Mutaffifîn sûresi, nüzul sırası itibariyle Mekkî sûrelerin sonuncusu olması bakımından tüm Mekkî sûrelerin özeti niteliğini taşımaktadır. Bu sûrede kafirler facir olarak isimlendirilmiştir. Zira bu kimseler fütursuzca günaha dalmakta ve kötülüğü kendilerinden ayrılmayan bir vasıf haline getirmektedirler. Ölümden sonra dirileceklerini inkar ederek insanların haklarına karşı haddi aşmakta, hesap verecekleri gerçeğini göz ardı etmektedirler. Onlar Allah'ın haklarına da kul hakkına da tecavüz ederler. Allah'ı Rabb olarak kabul etmemeleri O'na karşı bir haddi aşmadır. Allah'ın hakkına saygı duymayanların kul hakkına riayet etmesi düşünülemez. Kullara karşı haddi aşmaları ise bu sûrede bildirildiği üzere ölçü ve tartıda hile yapmaları şeklinde ortaya çıkmaktadır. Hesap verecekleri gerçeğini inkar ettikleri için binlerce insanın hakkını yemekten geri durmazlar. Onların ceza gününü inkar etmelerinin sebebi de azgınlık, haddi aşma, günah düşkünlüğü ve Allah'ın ayetlerini geçmişlerin masalları olarak nitelendirmeleridir. Onların tüm bu kötü fiilleri Siccîn adı verilen yeryüzünün en alt noktasında tesbit edilmektedir. Bu işledikleri kötülükler, kalplerinin pas tutmasına ve böylece etraflarını çepeçevre kuşatan Allah'ın gerek sözlü gerek fiilî ayetlerine karşı onları körleştirmektedir. Allah'ın birliğini şu alemde kavrayamayan kimseler tabii ki ahiret aleminde de O'nun yüce cemâlini görmekten mahrum kalacaktır. Bütün bu kötülüklerine rağmen facirler inananlarla alay etmekten ve onları kendi sıfatlan ile vasıflandırmaktan da geri durmazlar. Her dönemde kafirler mü'minlerle alay etmiştir ve etmeye de devam edecektir. Fakat kendileri ile de sonsuza dek alay edilecektir. Bu sûrede facirlerin vasıflarına dair bildirilen tüm özellikleri günümüzde aynı şekilde görmemiz mümkündür.