Abstract:
I Osmanlı Devleti'nin ilk zamanlarında eyaletler sancaklara, sancaklar kazalara, kazalar nahiyelere ayrılmıştı. Liva da denilen sancak, kaza ile eyalet arasındaki idari bir teşekküldü. Eyaletler beylerbeyinin, sancaklar sancakbeyi erinin idaresindeydi. Bunlar hem idari, hem de askeri amirlerdi. XVII. yüzyılın sonları ve XVTII. yüzyılın başlarında sancak yöneticileri için çoğu kere mutasarrıf tabiri kullanılıyordu. Mutasarrıftan kastedilen, tasarruf edendir. Böylece birkaç kaza bir mutasarrıflığa, birkaç mutasarrıflık bir eyalete bağlı olmak üzere yeni idari teşkilat kurulmuştu. Mutasarrıfların eyalet yöneticilerinden farkı, çoğunun mutasarrıf oldukları sancak veya sancaklardan birisini merkez seçip orada oturmamaları veya buraya "mütesellim" denilen görevlileri göndermeleridir. Mütesellim, kelime olarak "teslim edileni alan" anlamına gelmektedir. Kocaeli Sancağı, 1337 yılında Osmanlı Devleti'nin topraklarına katılmıştır. Bu sancak, önce Anadolu, sonra Kaptanpaşa Eyaletlerine bağlanmıştır. XIX. yüzyılın başında Kocaeli Sancağı, Hüdâvendigâr "Bursa" Eyaleti sınırlan içerisinde yer almıştır. Sonra bir ara İstanbul Vilâyetine bağlanmış, Tanzimat'tan sonra doğrudan doğruya Dahiliye Nezaretine bağlı müstakil bir sancak merkezi olmuştur. XVIII. yüzyılın sonu ile XIX. yüzyılın başlarında Kocaeli Sancağı'nda görev yapan 57 mutasarrıfın olduğunu görmekteyiz. Bu mutasarrıfların bazıları aynı anda birkaç sancağı mutasarrıf olarak tayin edildikleri için, bunların kendilerine verilen bütün sancakları tek başına idare etmesi düşünülemezdi. Bu nedenle buralara mütesellim atarlardı. Yine bu mutasarrıflar sefer veya başka sebeplerle kendi görev yerlerinde bulunmadıkları zamanlarda da yerlerine atanan bu mütesellimler Kocaeli'nin idaresini üstlenmişlerdi.