Abstract:
ÖZET Elinizdeki bu tezi hazırlarken, hem Luther'in kendisinin hem de kurtuluş doktrminin, başlı başına birer tez konusu oluşturduklarını gördük. Bu noktada bize düşen, her ikisinden de tatminkar bir şekilde bahsederek, aralarındaki ilişkiyi dengeli bir oranla ortaya koymaktı. Biz de, kendimizden bekleneni, elimizden geldiği kadar iyi yapmaya çalıştık. Bu bağlamda, tezimizin bir gereği olarak, Luther'in hayatından kısaca bahsetmeliydik; ancak, detaylı bir hikaye yerine, kurtuluşla bağlantılı olmasına dikkat ettik. Ayrıca, Luther'den bahsederken Reform olayını unutamazdık; zira Luther, reformun başlatıcısı olarak kabul edilmekteydi. Bunun bir sonucu olarak, Luther'in hayatını, onun kurtuluş anlayışının oluşmasını hazırlayan ortam olarak; Reform olayım ise, Kutsal Kitap'a dayalı evanjelik keşfiyle başlayan yeni din anlayışının tecessüm etmiş hali olarak inceledik. Luther'in kurtuluş anlayışım, Protestanlığın da üç temel parolası haline gelen ve Luther'in ortaya koyduğu üç kavramla, sistematik bir şekilde vermeye özen gösterdik. Bu üç kavram şunlardır: 'Sadece lütuf, 'sadece iman' ve 'sadece Kutsal Kitap'. Luther, kurtuluşta, merkezi noktayı İsa Mesih'e ve Kutsal Kitap'a vererek Tanrı ile insan arasına girdiğini iddia ettiği Kilise ve Geleneği aradan çıkarmıştır. Bu anlayış 'Kutsal Kitap Hıristiyanlığı' olarak bilinmektedir. Aslında Luther'in onları aradan çıkarmaktaki amacı, Kutsal Kitap'ı yorumlama hakkını onlardan alıp kişinin kendisine vermekti. Nitekim böyle de olmuştur. Kutsal Kitap'ı yorumlayabilme hakkının bireye geçmesi, zamanla, bireyin kendisinin ve yorumlama yeteneği olan aklın ön plana çıkmasına ortam hazırlamıştır. Bu yönelim ve sürecin, modem dünyanın bireyci ve rasyonalist karakterlerini kazanmasındaki en etkin aktörler olduğu düşünülmektedir. Aynı şekilde, Luther'in kurtuluşta amelsiz imana yer vermesi, ve dünyevi hayatın da kutsallığım deklare etmesi, dünyevi hayatın ve bireyci yaklaşımın önemsenmesine neden olmuştur. Bu tezin hazırlanmasındaki amaç birkaç yönlüdür. Temel amaç, insanı anlama çabasıdır, insanın 'kurtulma' düşüncesi, insandaki en köklü düşüncelerdendir; dolayısıyla bu düşünceyi çalışmak demek, aynı zamanda insanın karmaşık yapısındaki bir düğümü daha çözmeye çalışmak demektir. Bununla beraber Hıristiyan Batı'nın temel dinamiklerini keşfetme arzusu da benim için önemlidir. Batı'nın oluşumunda Hıristiyan metafiziğinin ve arketiplerinin önemine dikkat edilmelidir. Diğer yönden, Müslümanlar ve Hıristiyanlar arasında karşılıklı anlayışa dayalı bir diyalog ortamı oluşacak ise, Müslümanların Hıristiyanları daha iyi tanımalarını sağlayacak Hıristiyan literatürüne katla sağlamak ta amaçlarımız arasındadır.