Abstract:
Tarih boyunca bir mücadele alanı olan Türk Boğazlan günümüzde de ekonomik savaşında bir mücadele alanını oluşturmaktadır. Türkiye Devletinin Boğazlar üzerinde Lozan'la başladığı egemenliğinin ancak bir kısmını elde ederken diğer kısmım da günümüzde de yürürlükte olan 20 Temmuz 1936 tarihli Montreux Sözleşmesiyle sağlamıştır. Türkiye Cumhuriyet'i iki kutuplu sistemdeki dengelerde, Yunus Nadi'nin deyimiyle burada bir nevi bekçilik yapmıştır. Boğazlarla ilgili olarak 1940'lı yıllardaki Rus istekleri karşısında bir an şaşıran Türkiye Devleti sonralarında ustaca, ABD'yi SSCB'ye dengelemiştir. Soğuk Savaş döneminde, Türkiye'nin Boğazlar üzerindeki egemenliğinin mutlak olduğu kabul görmüştür. Bu dönemlerde Boğazlar sadece; çevre kirliliği ve trafik kazalarından dolayı gündeme gelmiştir. Dünyada iki kutuplu sistemin gevşemeye başlamasıyla beraber Montreux Boğazlar Sözleşmesi 'nin de bir değişime ihtiyaç duyduğu ortaya atılmıştır ve değişen şartlara uyarlanması hususlarında tartışmalar yapıla gelmiştir. Özelliklede Hazar Petrollerinin Türkiye Boğazlan 'nda geçmesi söz konusu olduğu zamanlarda bu yüksek sesle gündeme gelmiştir. Bir nevi Boğazlar üzerinde egemenlik mücadelesi bir ekonomik mücadele haline gelmiştir. Taşımacılıkta deniz ulaşımın cazibeliği ile artan trafikle beraber teknolojinin de ileri seviyelere varması Boğazlarda kirlilik ve kaza riskini artırmıştır. Bu nedenle Türkiye'nin kalbi olan bu bölgede potansiyel bir tehlikeden söz edilmektedir. Bu durumda Türkiye harekete geçmiş ve yeni bir sözleşme yapmadan Boğazlardaki aleyhinde işleyen yada artık işleyemeyen bazı unsurları tüzüklerle değiştirmiştir. Bu doğrultuda Türkiye Cumhuriyeti 11 Ocak 1994 ve 6 Kasım 1998 tarihlerinde Resmi Gazete'de yayınlanan tüzükleri çıkarmıştır. Boğazlarda gerek trafiği yönlendirme, gerekse de kazalara müdahale etme imkanlarını artıracak bir proje ise radar, yani VTS sistemidir. Bu sistem hedef gemileri sürekli gözetim altında tutma ve gerekli durumlarda uyarma imkanı vermektir. Söz konusu çalışmamda, Türkiye Cumhuriyeti 'nin izlediği dış politikası ile bir çok ülkenin örnek olay olarak inceleyebilecek Montreux Boğazlar Sözleşmesi'ni kendi dönem perspektifi içinde detaylı inceleyip bunun düzenlediği geçişin Türkiye'yi ne şekilde, ne zaman yönlendirdiğini belgeler ve bir çok neşriyat tarama usulü ile bulmaya çalıştım.