Görüntünün izlenmesinin ve sanat nesnesi olarak kullanılmasının tarihsel süreci ilk olarak fotoğraf makinesinin temelini oluşturan camera obscura ile başlar. 20.yy'da televizyonun ortaya çıkışı ve gelişen görüntü teknolojilerine koşut olarak, elektronik görüntü 1960'lı yıllarda sanatsal medyum ve kendi başına sanat nesnesi olarak kullanılmıştır. Çağdaş sanat pratiğinde yer alan video sanatının arketiplerinin sunulduğu bu yıllarda ayrıca, sanatın nesneye olan ihtiyacı sorgulanmaktaydı. Nesneden çok düşüncenin önemli olduğunu savunan kavramsal sanat pratiklerinde nesnenin kullanımı farklı boyutlara taşınmıştır. Nesne iki boyutlu temsili yüzeyden kurtulmuş ve tuval üzerinde bir yansıma olmak yerine kendisi sanat yapıtına dönüşmüştür. Sanatçıların seçtikleri nesnenin kendisini yerleştirmek üzere özel bir `mekan'a (dış-mekan, iç-mekan) ihtiyaç duymasıyla, enstalasyon sanatının (yerleştirme sanatı) temellerinin atıldığını söyleyebiliriz. Enstalasyonun parçası olan nesneler, bulundukları mekan içerisinde değerlendirmeye alınırken bu boyuta üçüncü bir eleman eklenir ki bu da `izleyici'dir. Videonun enstalasyonla bir arada kullanılması, `video enstalasyon'u ortaya çıkarmıştır. Ayrı ayrı her iki anlatım yönteminde de mekan ve izleyici benzer derecede öneme sahiptir. Bu kanıdan hareketle, video sanatını özel bir mekan gerektirmeyen, mekandan tamamıyla bağımsız video işleri olarak ele alabiliriz. İzleyici ise video görüntüsü (video yansıtma) karşısında sadece, görüntünün yansıdığı zemin içinde ışık huzmelerinin arasında gezinen ya da elektronik görüntü karşısında bulunan (televizyon-monitör) bir sinema izleyicisine dönüşür. Başka bir deyişle bir heykelin karşısındaki izleyici konumundadır. Sanatsal bir ifade aracı olan enstalasyon [yerleştirme] projelerinde ise adından da anlaşılacağı üzere, mekan projenin temelini ve biçimini oluşturmaktadır. Bu projelerde izleyicinin yapıt karşısındaki yeri daha baskındır. Hatta kimi enstalasyonlarda izleyici yapıtın sunum sürecinde aktif bir rol oynar. Projenin bir parçası olan izleyici sanat nesnesine dönüşürken, yapıt da izleyicinin katılımıyla interaktif bir eyleme dönüşür. İzleyici bazen işin kendisine müdahale ederek onu manipüle edebilen araçsallığıyla, bazense etken rolü olmaksızın sadece bir izleyici olarak karşımıza çıkar.
Monitoring the spectre and using the monitored spectreas an art object has been known firstly from the camera obscura which is seen as the base for the camera technologies. Parallel to the development of the spectre technologies and emerge of television in twenteenth century, the electronic spectres have been used either as an artistic tool and as an art object as itself. During this era- in which the archetypes of video art that is nowadays can be seen in the contemporary art had appeared- the demand of object in art has been interrogating. The usage of the object in conceptual art praxis has attained to different dimensions that can be explained by the importance of the idea instead of the object. The object has been released from the two dimensional surface and instead of being a mimetic vision on canvas, it transformed into an art object as itself. It can be said as in consequence of the need for a particular space (exterior/interior) for installing the choosen object, the artists lay the foundations of the installation as an artistic declaration. While the objects as the fragments of the installation has been utilized with the space that they are placed, a new component is added to this dimension and the new component is the spectator. The usage of the video in conjuction with the installation has been emerged the ?video installations? emerged. In both statements the space and the spectator has the analogous importance. Considering this opinion the video art can be handled as works that doesn?t need a paricular space and as free form space. The spectator just turns into a cinema spectator who is situated in front of the spectre(television-monitore) or walking among the beam of light. In other words spectator has a position just like being in front of a sculpture. Despite that the space constucts the base and the form of installation as an artistic expression tool. Within these projects the situation of the spectator is predominant. Yet more in some instalationsthe spectator hasan active role during the presentation of the art work. While the spectator who is a part of the project turns into an art object, the art work turns into an interactive deed by the participation of the spectator. The spectator sometimes shows up with its instrumentalism that can manipulate the Project and sometimes without its active role just as a spectator.