21. yüzyılın sunduğu tüm imkanları kullanan, faaliyetlerini, ülke sınırları dışına taşıyarak tüm dünyaya yayan, insan hayatını, ekonomik yaşamı, siyasi istikrarı ve uluslararası ilişkileri etkileyebilme gücünü kazanan uluslararası terörizm, uluslararası barış ve güvenliğe yönelik önemli bir tehdit haline gelmiştir. Özellikle 11 Eylül 2001 tarihinde gerçekleşen terörist saldırılar, terörizm tehdidinin belli bir devlet ya da bölgeyle sınırlı olmadığını açık bir şekilde göstermiştir.Günümüzde terörizm, gerek niteliği gerekse boyutları itibariyle devletlerin tek başlarına mücadele edemeyecekleri bir sorun haline gelmiştir. Süper güç konumunda olan ABD'nin bile büyük çaplı terörist saldırılara maruz kalması, bu sorunun çözülebilmesi için uluslararası işbirliğinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur.Uluslararası terörizmle mücadelede 11 Eylül'ün bir milat oluşturması gibi, terörizmle mücadele konusunda alınan önlemler açısından da 28 Eylül 2001 tarihinde alınan 1373 sayılı karar aynı mahiyette olmuştur. 1373 sayılı karar, terörizmin mali kaynaklarının kurutulması, terörist eylemlerin hazırlık aşaması da dahil olmak üzere her düzeyde önlenmesi, üye ülkelerin terörizmle mücadele için kendi aralarında yoğun bir işbirliği geliştirmeleri, terörist eylemlere girişenlerin ağır suçlu olarak yargılanmaları, teröristlere mülteci statüsünün tanınmaması, Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin terörizmle mücadele için uluslararası işbirliğini öngören tüm sözleşmelere süratle katılmaları gibi hususları içermektedir. Güvenlik Konseyi'nde alınan diğer kararlar da terörizmle mücadele konusunda yeni açılımlar getirmiş, tanım sorununu aşamasa da, uluslararası terörizmle mücadele konusunda önemli adımların atılmasını sağlamıştır.BM'nin terörizmle mücadelesinde öne çıkan diğer bir konu da ABD'nin pozisyonu olmuştur. 11 Eylül'le birlikte ABD'nin uygulamaya başladığı tek yanlı politikaları, saldırıların hemen arkasından oluşan ortak hareket etme istekliliğini ortadan kaldırmış ve ABD'ye karşı tepkilerin artmasına neden olmuştur.
International terrorism spreads all over the world with relative ease and continues to have the power to shape and mold daily life, economic systems and political stability. Having the advantages and disadvantages of globalization at its hands, it has been able to change international relations by threatening international peace and security. Particularly after the September 11 attacks, terrorism has proven that it can hardly be contained to a particular country or region.At present, terrorism has been a problem which governments cannot control single-handedly because of its complicated dimensions. It has proven that even the super-power of the world, the US was exposed to a terrorist attack.The United Nations decision No. 1373 made on 9/28/2001 urged crucial precautions against terrorism, which have been perceived as a substantial step in the fight against terrorism. This decision includes some important issues as exterminating the financial sources of terrorism, preventing terrorist activities at all levels including the preparation phase, a wide cooperation between member countries in the struggle against terrorism, adjudication of those who interfere terrorist activities in the scope of gross misconduct, not giving terrorists a refugee status, and the participation of all the members of the United Nations in all the agreements suggesting international cooperation against terrorism. The other decisions made by the Security Council have brought in new initiatives and led to important steps in the struggle against terrorism, although they were not able to overcome the problem of the definition of terrorism.The position of the USA has been one of the important issues in the struggle of the United Nations with terrorism. The unilateral policies of the USA after the September 11 dealt a blow to the willingness to cooperate and increased the negative reactions to the USA.