Son çeyrek yüzyılda hızlanan küreselleşme süreci, kitle iletişim araçlarının yaygınlığı, çok uluslu kuruluşların öneminin artması, göçler gibi küresel düzeyde meydana gelen gelişmeler ve paradigmal değişiklikler, çoğulculuk olgusunu her geçen gün daha çok gündeme taşımakta ve olgu kendisini çalışmalarda daha fazla hissettirmektedir. Çoğulculuk söylemleriyle günümüz toplumlarındaki etnik, kültürel, dinsel ve dünya görüşleri açısından farklılıkların, özellikle kültür ve eğitim alanlarında taleplerinin olduğu görülmekte ve bu durumun eğitim politikaları ve programlarında yeni anlayışları doğuracağı öngörülmektedir.Bu çalışmayla esas manada, son dönemlerde farklı alanlarda sıkça karşılaştığımız çoğulculuk olgusunun, öncelikle ona katkı yapan düşünürlerin fikirleri çerçevesinde ele alınarak betimlenmesi, ardından da buna bağlı olarak çoğulculuğun kültürel, dinsel ve siyasal boyutlarının genelde din eğitimine etkilerinin, özelde ise konunun Türkiye bağlamında tartışılması amaçlanmıştır. Yöntem olarak betimleyici bir yaklaşım tercih edilmiştir.Literatürün yorumlanmasıyla ulaşılan bulgular bizi; (I) özellikle Sovyetler Birliğinin dağılması, 11 Eylül 2001 terör saldırıları gibi yakın dönemde uluslararası düzeydeki gelişmelerin din eğitimine ilgiyi artırdığı; (II) bu dönemde okullarda din eğitiminin amacı ne olmalıdır ve nasıl bir din eğitimi soruları üzerinde daha fazla durulduğu; (III) okullarda din eğitiminin geleneksel bir mezhep veya dinin savunuculuğunu yapacak şekilde verilmesinin eleştirilmeye başlandığı ve (IV) çoğulcu din eğitimi modellerinin daha fazla ilgi gördüğü sonucuna götürmüştür.Yine araştırmada, çoğulculuğa ilişkin, tek bir anlayıştan ziyade farklı yaklaşımların olduğu; bunlardan liberal teorinin bireysel hakları öne alan yaklaşımı ile grup haklarını temel alan toplulukçu /cemaatçi yaklaşım biçimlerinin ön plana çıktığı; ancak uzlaşmaya dayalı, süreç odaklı ?çokluk içinde birlik? vurgusuna sahip Habermas'ın çoğulculuk anlayışının, Türkiye bağlamında, okullarda yer alan din derslerinin politika ve pedagojisinde daha uygulanabilir olduğu değerlendirmesine ulaşılmıştır.
Worldwide developments and paradigmatic changes such as the globalism process that has gained speed in the last quarter-century, the spreading of the means of mass media, the rise in the importance of multi-national organisations, and migrations have been laying growing importance on the issue of pluralism and one can feel its existence in recent studies more than before. Discussions on pluralism mainly hint at ethnical, cultural, religious, and world views of in today?s societies and at demands on cultural and educational fields in particular, and this state is foreseen to give rise to new visions in educational policies and programs.This paper basically aims to describe the issue of pluralism that we have frequently been coming accross in varied fields; initially within the framework of the ideas of philosophers that have contributed to it, and then to discuss the impacts that cultural, religious, and political dimensions of pluralism have had on religious education in general, and on the context of Turkey in particular. With regards to the nature of the research, a descriptive approach has been adopted as the method.The interpretation of literatüre has led us to results that; (I) recent international developments, particularly the collapse of the Soviet Union and the 11 September 2001 terrorist attacks have caused a rise in the interest towards religious education, (II) the questions concerning what should be the purpose and the content of religious education given at schools have gained importance, (III) serving religious education at schools in a way that favours a traditional denominational or a confessional religious education has begun to be put into question and (IV) pluralistic religious education models receive more interest.The research has also led us to the conclusion that a variety of approaches rather than one concerning pluralism have existed; among these, the liberal theory?s approach that favours personal rights and the community/congregation-based approach that frames its discussions on groups? rights have become more prominent; however, Habermas? consensus-based, process-oriented idea of pluralism, that stresses ?unity in plurality?, seems to be more applicable to the policy and pedagogy of the religious education courses at schools in Turkey.