Türkiye Türkçesinin özellikle dilbilgisinin öğretiminde her konuda bir ayrılık, ikilik mevcuttur. Akademisyenlere göre, ÖSYM'ye göre, MEB'e göre, özel öğretime göre ayrı ayrı gramer anlayışı doğmuştur.Bu ikilik dilimizin öğrenilmesini , genç kuşaklara aktarımını en önemlisi dilimizin sevdirilmesini engelleyen çok önemli bir faktördür. Tezimin amacı bu ikiliğe dikkat çekmektir.Bu çalışmamda Türkiye Türkçesindeki zarfların akademik düzeyde ve özel öğretim kaynaklarıyla birlikte milli eğitim kaynaklarında nasıl işlendiğini; aralarındaki farkların ne olduğunu; bu bilgilerin sınıflandırılmasını ve tekliflerimizi sunmayı amaçladık. Akademik kaynakları incelerken zarfların çok ayrıntılı anlatıldığını, açıklamalara verilen örneklerin edebiyat çevrelerinde tanınan sanatçıların eserlerinden seçildiğini, örneklerin bilimsellik özelliklerinin ön planda olduğunu; özel öğretim kaynaklarındaysa konunun çok kısa, yalın hatta kuru bir anlatımla anlatıldığını, örneklerin sıradan olduğunu gördüm. Özel öğretim kaynaklarındaki bu eksikliklerin sebebiyse bu kaynaklar bir sınava hazırlık için yazılmış kaynaklardır.Sorulacak sorulara göre düzenlenmiş konu anlatımları, zamanı iyi kullanma kaygısı, pratiğe yatkınlık, doğru cevaba en hızlı ulaştırma kaygısıyla yazıldıkları için bilimsellikten uzak, günlük kullanıma uygun bir tarzı olduğunu keşfettim. Sonuçta akademik kaynaklar ve özel öğretim kaynakları arasında çok ciddi bir farklılık olduğu görülmektedir.Çalışmamda önce önceden belirlediğimiz akademik kaynakları inceledim bu kaynakların seçimini dilbilim çevresinde genel kabul görmüş eserlerden yaptık. Özel öğretim kaynaklarını da piyasada az bilinen kaynaklardan ve bunun yanında en çok kabul gören kaynaklardan bazılarını seçtik.Kaynaklarımdaki verileri önce kullanıp sonra bu verilerle ilgili değerlendirmelerimi belirttim. bölüm sonlarına da birer tablo ekledim.Umarım beklediğim dikkati çekerim.
There has always been a controversy on the teaching of the subjects in Turkish language and especially in the grammar of Turkish language. There have been different perceptions in respect of academicians, of MEB, of private education respectively. This discrepancy is an important factor which prevents our language to be understood better and to be passed on to younger generation and far the most important to make it loved by people. ?..The aim of this study is to draw attention on this conflict.?..I aimed to submit the way Turkish adverbs are used in academic levels, in private schools and also in National education resources; the differences between them; the classification of this information and our suggestions. My studies on academic resources showed that adverbs are dealt with in details, the examplifications are chosen from the works of the authors who are well-known in literary canon, the scientific features of the examples are given importance. However, I saw that the subject was dealt with shortly and presented vainly and the examples were very short in private education resources. The cause of this defect in private eduaction is that these resources are written as a source for an exam. The definitions of subjects are according to the questions that will be asked, there is a concern over the proper use of time, an apptitude to practice, and a will to make the students find the correct answers in the shortest time. Because of these approaches, I found them far from being scientific, but more appropriate for daily use. As a result, it seems that there is a critical difference between academic resources and private education resources.In this study, I examined the academic resources that we had determined before, and I chose these resources among the ones which have a general acceptance in linguistics area. I chose the resources of private education among the ones which are less known as well as the ones which have a wider acception. I first used the data in my resources, then I expressed my evaluation. I also added charts to the end of the sections. I hope I will draw the attention I want.