Bu tez Taşköprîzâde’nin Şerhü Ahlâk-ı Adudiyye adlı eserinin Đslam ahlâk düşüncesi bağlamında değerlendirilmesini amaçlamaktadır. Đslam Ahlâk Teorileri genelde nassî, kelamî, felsefî ve dinî olmak üzere dört başlıkta değerlendirilir. Taşköprîzâde’nin bu risalesi felsefi ahlâka yakındır ve eser aynı zamanda Osmanlı Felsefi Ahlâk geleneğini en güzel şekilde yansıtmaktadır. Bu yönüyle eserin temsil kabiliyeti yüksektir. 16.yy’ın önemli âlimlerinden Taşköprîzâde’nin Adudiddîn Îcî’nin muhtasar ahlâk risalesine yazdığı bu şerhin Osmanlı’da ahlâk ilime dair değerlendirmeler noktasında küçük bir katkı olarak kabul edileceğini umuyoruz. Metin-şerh ilişkisi bağlamında eseri değerlendirmek de bu tezin amaçları arasındadır. Biz bu çalışmamızda Taşköprîzâde’nin şerh etmek için neden bu eseri seçtiği sorusuna cevap bulmaya, katkılarını belirlemeye, Osmanlı’da bir yazım şekli olan şerh geleneğini tanımaya çalıştık. Eserin başında ahlâk ilmine dair bir risale yazmak isteğini belirten Taşköprîzâde, ahlâk ilminin meselelerini özetleyen Îcî’nin ahlâk risalesini esas alarak burada muğlâk konulara açıklık getirmiş ve eksik gördüğü noktaları tamamlamıştır. Taşköprîzâde yaşadığı dönemin etkilerini de bu eserinde hissettirmiştir. Dört makaleden oluşan Şerhü Ahlâk-ı Adudiyye adlı eseri konu alan tezimizde biz sadece ilk iki makalenin incelemesini ve neşrini yaptık. Bu iki makale de geçen konuları ise üç bölümden oluşan tezimizin ikinci ve üçüncü bölümünde başlıklar halinde sunduk. Çalışmamızın ilk bölümünde Taşköprîzâde’nin hayatı ve eserlerini konu aldık. Ayrıca onun otobiyografisinden yola çıkarak içinde bulunduğu ilim anlayışını vermeye ve entelektüel birikiminde etkili olan çevreyi tanıtmaya çalıştık. Şerhü Ahlâk-ı Adudiyye’nin giriş kısmında yer alan ahlâk ilminin tarifi, konusu, gayesi ve ilimler sınıflandırmasındaki yeri başlıklarını tezimizin ikinci bölümünde inceledik. Taşköprîzâde’nin birinci makalesinde yer verdiği ahlâk ilminin temel kavramları (huy, hal, meleke), ahlâkın değişimi meselesi, nefs anlayışı, iyilik ve mutluluk gibi teorik konuları tezimizin ikinci bölümünde değerlendirdik. Nefsi manevi bir cevher olarak tanımlayan Taşköprîzâde nefsin düşünme, gazap ve şehvet olmak üzere üç gücünden bahseder. Daha sonra bu güçlerden doğan hikmet, şecaat ve iffet faziletlerini, bu üçünün bir araya gelmesi ile ortaya çıkan adalet faziletini açıklar. Belirlediği bu faziletlerin alt dalları ise eserin önemli bir kısmını kapsamaktadır. Đkinci bölümde eserin teorik kısmını oluşturan başlıkları incelerken felsefi ahlâkın kurucuları olarak kabul edilen Eflatun ve Aristo’ya nefs konusunda atıflarda bulunduk. Đslam felsefesi geleneğinden ise Đbn Sînâ, Fârâbî, Gazzâlî, Miskeveyh, Tûsî ve Devvânî Taşköprîzâde’nin felsefi ahlâk geleneği çizgisinde ki sürekliliğini göstermek adına takip ettiğimiz Đslam filozofları oldu. Aynı zamanda Taşköprîzâde’nin bu konularda yaptığı katkıları da belirtmeye çalıştık. Şerhü Ahlâk-ı Adudiyye’nin ikinci makalesini oluşturan insanın fiilleri konusunu ise tezimizin üçüncü bölümünde açıkladık. Bu bölümde değerlendirdiğimiz bir başka mesele de Taşköprîzâde’nin eserinin teorik kısmında (birinci makale) ele aldığı faziletler ve alt dalları konusudur. Tezimizin üçüncü bölümünde yer alan başlıkları incelerken ise ahlâk ilmi alanında müstakil eser veren Miskeveyh, Tûsî ve Devvani’yi takip ederek Taşköprîzâde’nin Đslam ahlâk ilmi bağlamındaki sürekliliğini ve katkılarını belirlemeye çalıştık. Tezimizin ek kısmında ise Şerhü Ahlâk-ı Adudiyye’nin konusunu oluşturan ilk iki makalesinin neşrini yaptık. Eserin neşrinde, Beyazıt kütüphanesi Veliyyüddîn Efendi bölümü 000786 demirbaş numarası ile kayıtlı müellif nüshasını esas aldık.
The aim of this thesis is to evaluate Tashkoprîzâde’s Sarhu Ahlak-ı Adudiyye in the context of Islamic ethical thought. Generally, Islamic ethical theories can be classified into four groups; namely dogmatic, theological, philosophical and religious. Tashkoprîzâde’s treatise is close to philosophical ethics and reflects Ottoman Islamic Philosophical Ethical Tradition. This study on Taşköprîzâde’s work, which is a commentary on Îcî’s concise work, will be a small contribution to the ethics studies in Ottoman Era. To evaluate this treatise in the text- commentary context is also the aim of this thesis. The researcher tries to examine the commentary tradition in Ottoman Era, ask why Taşköprîzâde selected this work and what contribution he has made. Taşköprîzâde here takes Îci’s principles, explains the obscure matters and completes the deficient parts. The researcher analyzes and edits two parts of this book which is actually four parts. The first part of the thesis presents his life and works. It introduces Taşköprîzâde’s cultural, political and social context in order to understand his age and his intellectual carrier. In the second part, the thesis examines the definition of ethics, its subject, its aim and its place in the classification of science. It also analyses basic concepts of ethics, changing of human’s moral, concept of soul, goodness and happiness. Taşköprîzâde here supposes three pars of the soul; reason, emotion and desire. Then he explains the virtues of wisdom, courage, chastity, which are born from the said parts, and finally justice that is born from the harmony of the other three virtues. The sub-branches of all these virtues constitute major part of the thesis. In examining his analysis, the researcher tries to go back to Plato and Aristotle who are considered as the founders of philosophical ethics. References are also made to Ibn Sînâ, Farâbî, Ghazâli, Miskavayh, Tûsî, Devvânî’s works in order to follow the tradition. The parts of human’s deeds are presented in the third part. Other subject in this chapter is virtues and their sub-branches as was said. In the appendix there is an edition of two parts of the Taşköprîzâde’s work. For this edition, the author’s own text which is recorded in Beyazıd Library, is uded.