Yirminci yüz yılın ikinci yarısından itibaren ağırlığını hızla hissettirmeye başlayan çevre kirliliği veçeşitli kirlilik alanlarının etkileşimi sonucu oluşan çevresel bozulma, insanlığın temel toplumsalsorunlarından biri halini almış ve gerek yönetsel gerekse hukuksal alanda çeşitli çözüm arayışlarınıtetiklemiştir.Önceleri kirliliğin giderilmesi ve bunun maliyetinin nasıl karşılanacağı üzerinde durulmuş ve çözümolarak kirliliğe sebep olanlardan kirliliğin giderilmesinin istenmesi, yapmadıkları taktirde bu işinkamu örgütleri eli ile yapılması fakat maliyetin kirliliğe sebep olanlardan tahsil edilmesi yolubenimsenmiş ve bu anlayışın ilke haline getirilmesiyle ?kirleten öder? ilkesi ortaya çıkmıştır. Zamaniçerisinde edinilen deneyimler, kirlilik ortaya çıktıktan sonra gidermeye çalışmanın etkin olmadığınıgöstermiş, bunun üzerine kirliliği ortaya çıkmadan öngörüp önlemek anlayışının bir ifadesi olan?önleme ilkesi? hayat bulmuş fakat, egemen üretim biçimi ve beraberinde getirdiği mülkiyet vepaylaşım ilişkilerini düzenleyen hukuk sisteminin temel felsefesini oluşturan insan merkezli etikyaklaşımın ağırlığı altında bu ilkenin uygulanabilmesi kesin bilimsel kanıt şartına bağlanmıştır.Yani çevreye zarar verebileceği öngörülen bir etkinliğin önlenebilmesi için olası zarar ile etkinlikarasındaki nedenselliğin bilimsel olarak kanıtlanması şartı aranmış, aksi halde etkinliğe izinverilmiştir. Bu uygulamadan, kanıt yetersizliği nedeniyle izin verilen etkinliklerin çevreye ve insansağlığına zarar vermesi nedeniyle beklenen sonuç alınamamıştır. Bunun üzerine, yirminci yüzyılınsonundan itibaren özellikle uluslararası kuruluşlar bünyesindeki çalışmalar sonucu, farklı bir etikanlayışın(çevre merkezli etik) ürünü olduğunu iddia ettiğimiz temel bir çevre hukuku ilkesi meydanagetirilmiştir. Çevreye, sonradan giderilemez veya ciddi zararlar verebilecek etkinliklere karşı, zararınmeydana geleceği, mevcut bilimsel veri ve analiz düzeyi ile kesin olarak ortaya konamasa da makulkanıtları yeterli görerek önlem almak gerektiği anlamını içeren ihtiyat ilkesi hukuk sisteminde önemlideğişiklikler yaratabilecek bir anlayışın ifadesi olarak da algılanmaktadır.Anahtar Kelimeler: Çevresel Bozulma, nsan merkezli Etik, Çevre Merkezli Etik, SürdürülebilirirKalkınma, Kesin Bilimsel Kanıt Yetersizliği.
From the second half of twentieth century, environment pollution and environmental corruption whichcome into as a result of mutual interactions of several pollution areas which let to know rapidly aboutseriousness has become one of the social affairs of humanity and trigger to search of solutions in thegovernance and legal area.Formerly it had been dwelled upon to remove the pollution and how would be covered its costs. As asolution ?Polluter Pays Principle(PPP)? came into existence which is demanded to remove pollutionfrom the polluters otherwise done with in care of public organizations and collected from polluters.The experiences getting in the course of time exposed that trying to remove the pollution after arosenot effected. Hence ?Prevention Principle? came into which stated to prevent the pollution before itsexistence, but application of this principle was tied down to absolute scientific proof condition underthe current legal system. In other words, to be prevented an activity that would be damaged with theenvironment had been searched for circumstance scientificly proven between probable damage andactivity, otherwise allowed to activity.But due to lack of evidence with allowed activities and harm tohuman health and environment has not been got expected results.Whereupon especially as from the end of twentieth century there has been made some works for thisissue at the international organizations and constituted a principal environment law principle thatclaimed a different ethic perception?s product (environment centered ethic). This principle alsoperceived that it?s expression of a perception which would be significant changes in the legal system.Because, on the contrary the previous principle, according to the ?Precautionary Principle?, eventhough scientific data and analysis inadequate, if there is an irreparable or serious harmfulenvironmental threat?s possibility it has to be taken precautions under the reasonable evidences.Keywords: environmental damage, human centered ethic, environment centered ethic, sustainabledevelopment, the lack of absolute scientific evidence.