Sivil toplum kavramının tarihsel serüvenine bakıldığında, kavrama düşünürlerin farklı anlamlar atfettikleri görülür. Günümüzde de herkesin üzerinde uzlaştığı kesin bir tanımlama yapılamamıştır. Türkiye'de ise sivil toplum olgusu 1980 yılından sonra önem kazanmış ve yıllar içerisinde farklı yönlere evirilmiştir. 28 Şubat post-modern darbesinde de bu farklılaşma kendisini göstermiştir.28 Şubat süreci ise Refah yol'un kuruluşu ile başlamış ve Sincan olayı, Başbakanlıktaki iftar yemeği, taksime cami projesi gibi olaylar çerçevesinde tırmanmıştır. Nihayet 28 Şubat 1997 Milli Güvenlik Kurulu toplantısında alınan kararlar ile sonuçlanmıştır. Bu kararlar çerçevesinde ilk kurulduğunda gizli bir yapılanma olarak oluşturulan ve sonrasında ifşa olan Batı çalışma Grubu adı altında gizli örgütlenme oluşturulmuş, başörtülü bayanların eğitim özgürlükleri ellerinden alınmış, ordudan ihraç edilen subaylar örneğinden anlaşıldığı üzere kimilerinin çalışma özgürlükleri ellerinden farklı gerekçelerle alınmıştır. Bunların dışında bu sürecin ekonomik yansımaları olmuş, ülkenin ekonomik menfaatleri açısından olay ele alındığında sermaye sahiplerinin bir kısmı ötekileştirilerek ülke menfaatlerine ters uygulamalarla karşılaşılmıştır.Bir sivil toplum kuruluşu olarak 1971 yılında kurulan TÜSİAD'ın kuruluşundaki ana hedef sektörün düşüncelerini daha rahat bir şekilde yöneticilere duyurmak ve bunun yanında üyelerinin menfaatlerini kollamaktı. Ancak gün geçtikçe büyüyen ve ekonomik gücü arkasına alan bu kurum, sadece bu amaçla kendisini sınırlı görmemiş ve ülke siyasetinde söz söyler duruma gelmiştir. Bu çerçevede dernek tarafından farklı zamanlarda hazırlatılan raporlar ve süreli yayınlar aracılığıyla siyasi meselelere yaklaşımlarını da öneriler şeklinde dile getirmişlerdir. Özellikle 1997 yılında hazırlatılan ve demokrasinin nasıl daha da güçleneceği üzerine öneriler içeren rapor, tepkilerin ardından bir kısım üyeler tarafından reddedilmiş, Tüsiad'ın görüşlerini yansıtmadığı öne sürülmüştür. Rapor TÜSİAD'ın demokrasi anlayışını yansıtmakla beraber, 28 Şubat sürecine gelindiğinde raporda yansıtılan demokrasi anlayışının aynı kararlılıkla savunulamadığı söylenebilir.
When we look at the historical process of the term ?civil society? we will see that different thinkers has atributed various meanings to the term. As of today, there is still no accurate definition on which everyone agrees. It has gained importance in Turkey after 1980 and evolved in different directions over the years. This differentiation manifested itself during post-modern coup on February 28.The process of February 28 coup has began with the founding of the Refahyol government and rised with the sequence of events such as fast-breaking dinner (iftar) at Prime Minister?s residence and Taksim mosque project. The result was the military memorandum issued by Turkish Military after National Security Council meeting at February 28, 1997. As a result of the decisions, an organisation called `Western Study Group? has been initiated which was originally secret but uncovered soon; freedom of education of the women wearing headscarwes has been taken away, working freedom of some people like army officiers has been taken away because of different excuses. In addition to these, this process had some economic repercussions. Considering the process in terms of economic interests of the country, there has been several practices adverse to the interests of the country especially through otherizing some of the capital owners.Founded in year 1971 as a non-governmental organization, TUSIAD has aimed to deliver their thoughts about certain business sectors to the governmental organizations and intended to protect the interests of its members. However, being a continuously growing institution and having backed by an ever growing economic power, TUSIAD has not restricted himself with mentioned purposes. They have periodically let different professionals prepare diverse reports and periodicals through which the opinions about the political issues in form of suggestions have been expressed. Particularly a report, which was prepared by TUSIAD in year 1997 containing recommendations on how democracy can be even more strengthened, was rejected by some of the members arguing that the suggestions did not reflect TUSIAD?s views. The report was representing TUSIAD?s conception of democracy, but we can argue that, February 28 coup prevented TUSIAD to resolutely defend the concepts of democracy defined in the report.