Kamu politikası, siyaset bilimi ve yönetim bilimi disiplinlerinin kesişim alanında gelişmiş bir çalışma alanıdır. Disiplinin, bilimsel bir alan olarak incelenmesinin başlangıcı genellikle 1950?li yıllara dayandırılsa da, bir uğraş alanı olarak kamu politikasının devletlerin tarihi ile eş zamanlı olduğu söylenebilir. Çünkü yönetim faaliyeti altında gerçekleştirilen eylem ve işlemler aynı zamanda kamu politikası sınırları içerisinde değerlendirilebilir. Fakat ?Batı? merkezli bir disiplin olan kamu politikası özellikle son yıllarda Türkiye de de bir ilgi alanı oluşturmuştur. Kamu politikası, siyasi iktidarın kamusal sorunlar karşısında gerçekleştirdiği her türlü eylem veya eylemsizlik olarak ifade edilebilir. Dolayısıyla böylesine geniş bir alanı olan kamu politikasının aktörleri de çeşitlidir. Bunlar genel hatlarıyla; hükümet (yürütme), bürokrasi, parlamento ve yargıdan oluşan resmi aktörler; siyasi partiler, sivil toplum, medya gibi resmi olmayan aktörler olarak sınıflandırılmaktadır. Bu bağlamda demokratik ve katılımcı kamu politikası oluşturabilmek için resmi olmayan aktörlerin de politikaya katılımının yollarının açık olması gerekmektedir. Çünkü demokrasi anlayışındaki değişim, sivil toplumun yeniden canlanması, yönetişim ve ağların artan önemi, e -devlet ve bilişim teknolojisindeki değişimler katılım konusunun önem kazanmasına sebep olmuştur. Toplumsal hareketler kamu politikasına katılmanın bir aracı olarak zaman zaman gündeme gelmektedir. Demokratik nitelikli toplumsal hareketlerin kamu politikasına katılması gerekliliği, katılıma dayalı politika oluşturmanın asgari şartı kabul edilmektedir. Bu bağlamda Türkiye?de toplumsal hareketlerin kamu politikasına katılması politika sürecinin sadece belirli aşamalarında kalmaktadır. Başka bir ifade ile Türkiye?de toplumsal hareketler kamu politikasının gündeme gelme aşamasında etkili olabilmekte fakat politikanın çıktılarını çok düşük düzeyde etkileyebilmektedirler. Bunun ise çeşitli sebepleri bulunmaktadır. Bunlar, yönetimde gizlilik ve kapalılık geleneği, bürokrasinin etkin rolü, politika oluşturmada elitizm ve yargının politikalara müdahalesi olarak sıralanabilir. Hidro Elektrik Santral (HES) projeleri, son yıllarda Türkiye?nin enerji politikası içerisinde önemli bir yere sahiptir. Bunun en önemli sebebi, HES?lerin yenilenebilir enerji kaynağı olarak alternatiflerine göre daha ucuz enerji üretme yöntemi olarak görülmesidir. Bu nedenle siyasi iktidar, ithalata dayalı enerji harcamalarını azaltmak ve dolayısıyla cari açığı kapatmak için HES?leri çok önemsemektedir. bu yüzden de Türkiye?nin pek çok yerinde HES projeleri yürütülmektedir. Fakat bu politikaya karşı zaman zaman toplumsal hareket niteliği taşıyan sivil inisiyatiflerin itirazları oluşmaktadır. Bu çalışmada bu hareketlerin politikayı etkileyip etkilemediği sorgulanmakta ve bunların sebepleri araştırılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Kamu Politikası, Toplumsal Hareketler, Kamu Politikalarına Katılım, HES Projesi
Public policy is a study field developed in the intersection point of political science and administrative sciences. Despite the beginning of the discipline of public policy traces back to 1950s as a scientific field, it expands to the history of the state as an art. Activities and operations executed under the principle of government can be evaluated within the frontiers of public policy. However, as a Eurocentric discipline, public policy has gained academic attention during the recent years in Turkey. Public policy is usually defined as actions or inactions that governments take against public issues. Actors of public policy are varied due to the wide range of government activities. These actors are classified as formal actor such as government, bureaucracy, parliament and courts; and informal actors such as political parties, civil society organizations and media. Informal actors should participate to the process of public policy to thrive a democratic and participatory public policy. Shift of democracy approaches, revival of civil society, increasing importance of governance and networks, and improvements of e-government and information technologies are the underlying dynamics that enhanced the importance of participation.Social movements sometimes reach to the agenda as a method of participation in public policies. Social movements that have a democratic characteristic is generally thought as a prerequisite of forming a participatory policy making. Evaluating Turkey within this context, it can be asserted that impacts of social movements on public policies are limited with only a few stages of the policy process. In most of the cases, social movements are usually more effective in the agenda-setting stage, however, they have a low level of capacity to affect the outcomes of a policy. Secrecy tradition in state administration, prominent position of bureaucracy in making public policies, elitist behaviors of the formal actors of public policy making, and interventions of the courts in public policies are the underlying reasons behind that.Hydroelectric power plant (HPP) projects have an important place in Turkey?s energy policy in the recent years. The most important reason is that, HPPs, as a renewable energy source, are generally seen as cheaper method of producing energy comparing to its alternatives. Governments, therefore, give extra importance to HPPs to reduce the energy expenditures and hence to decrease the current deficit. After 2000s, protests and social movements began to rise against this neo-liberal energy policy in Turkey. The aim of this study is to inquire whether social movements have the capacity to affect the policy process in the case of HPP policies. Keywords: Public Policy, Social Movements, Citizen Engagement in Public Policies, HES Project