Osmanlı Devleti'nde basın-yayın faaliyetleri devlet desteği ile başlamıştır. 1831'de ilk resmi gazete olan Takvîm-i Vekâyi'nin yayımlanması ile girişilen ıslahatların tanıtılması, yayılması ve uygulanması süreçlerine destek vermek amaçlanıştır. 1840 yılında bir İngiliz gazeteci ve tüccar olan William Churchill'e verilen imtiyaz ile yayımlanmaya başlayan Ceride-i Havadis, Takvîm-i Vekâyi ile birlikte Osmanlı basınının sözcüsü olmuştur. Osmanlı yönetimi, başlangıçta basının resmi niteliğinden olsa gerek, herhangi bir hukuki düzenlemeye ihtiyaç duymuyordu. Ancak bununla birlikte, basımevi sayısındaki artış neticesinde, 1857'de 10 maddelik Basmahane Nizamnamesi hazırlanmış ve nizamname ile ruhsatsız basımevleri denetim altına alınmıştı. 1860 sonrası Tercüman-ı Ahvâl ve Tâsvir-i Efkâr'ın yayımlanmasıyla basının, 'haber verme' işlevinden ziyade siyasetle ilgilenmesi ve etkinliğini arttırması daha ayrıntılı bir düzenlemeyi gerektiriyordu. Bu sebeple 1864 yılında, basın-yayın faaliyetlerinin ruhsat iznine bağlı olduğu basın suç ve cezalarının yasalarla belirlendiği bir Matbuat Nizamnamesi hazırlanmıştır. Fakat bu kez yaşanılan siyasi olumsuzluklar nedeniyle Sadrazam Mehmet Emin Âli Paşa tarafından 1867'de olağanüstü hal kararnamesi ilan edilmiş ve basına sansür uygulanmaya başlanmıştır. Sansürün en şiddetli uygulandığı bir başka alan, 1870 sonrası ortaya çıkan mizah basını olmuştur. Mizah gazeteleri hem eğlendirmiş hem de eleştirileri ile toplumda farkındalık oluşturmuştur. Bu dönemde, yönetime karşı muhalif bir iletişim aracı haline gelen Osmanlı basını, çok sayıda ihtar ve süreli ya da süresiz kapatılmalar yaşamış olsa da dönemi pek çok yönden yansıtması açısından önem taşımaktadır. Bu çalışmada, devlet desteği ile başlayan Osmanlı basınının siyasetle olan ilişkisi, hükümetle muhalefet noktasına gelme süreci ve İstanbul basınına uygulanan sansür üzerinde durulmuştur. Anahtar Kelimeler: Tanzimat, İstanbul Basını, Gazete, Mizah, Sansür
In the Ottoman Empire, the press-publication activities started with state support. Takvîm-i Vekâyi, the first official newspaper, was published in 1831 to support the introduction, dissemination and implementation of reforms. Ceride-i Havadis, which began publishing in 1840 with the privilege given to William Churchill, a British journalist and merchant, became the spokesman of the Ottoman press together with Takvîm-i Vekâyi. The Ottoman administration initially did not need any legal arrangements because of the official nature of the press. However, as a result of the increase in the number of printing houses, in 1857 a 10-point Printing House Regulation (Basmahane Nizamnamesi) was prepared and the printing house without a license was regulated. With the publication of Tercüman-ı Ahvâl and Tâsvir-i Efkâr after the 1860s, the press was interest in politics than 'giving news' function and increasing its effectiveness. As a result of, required a more detailed arrangement. For this reason, in 1864, a Printing Regulation (Matbuat Nizamnamesi) was prepared in which the press and publication activities were subject to a license permit, and the press crime and punishments were determined by law. But this time, due to the political negativities experienced, in 1867, the Grand Vizier Mehmet Emin Âli Pasha declared a state of emergency decision and started censorship. Another area where censure are most violently applied is the humorous press that emerged after 1870. Humorous newspapers, was both entertaining and with criticism raised awareness in the society. In this period, the Ottoman press, which became a means of struggle against governance, had numerous warnings and periodic or indefinite closures, also it had gains that would become to a source for later period itself. İn this study, the Ottoman press that started with the support of the state, the relationship with politics, the process of coming to the opposition with the government, and the censorship applied in Istanbul press were emphasized. Key Words: Tanzimat, Istanbul Press, Newspaper, Humor, Censorship.