Günümüzde işletmelerin birden fazla ülkede faaliyette bulunması, küreselleşmenin uluslararası ticareti arttırmasıyla beraber para ve sermaye piyasalarının dünya çapında entegrasyonda bazı zorlukları beraberinde getirmiştir. Bu zorlukların başında da ortak bir işletme dili olan muhasebenin, bu piyasalara uygun olması gelmektedir. Bu amaçla 1973 yılında Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB) kurulmuştur. UFRS, ülkeler arasında muhasebe uygulamalarında birbirlerine yakın değerleme ve sınıflama ölçüleri getirerek ortak bir işletme dili oluşturmuştur. Bu uluslararası gelişmelere uyum sağlamak için 01.01.2005 tarihinden itibaren Türkiye'de UFRS'ler kullanılmaya başlanmıştır. Böylece Türkiye yakınsama sürecine dahil olmuş oldu. Fakat yakınsama süreci muhasebe kültürünün farklı olduğu ülkelerde (Türkiye'de olduğu gibi) muhasebe uygulamalarını ciddi şekilde değiştirmiştir. TMS-21 Kur Değişimin Etkileri Standartı da Türkiye muhasebe uygulamalarında alışık olunmayan uygulamalar getirmiştir. Çalışmanın amacı TMS 21'den yararlanarak şirketlerin yabancı para birimleri ile gerçekleştirilen faaliyetlerinin muhasebesi ve raporlanmasının detaylı şekilde ortaya konmasıdır. Çalışmada öncelikle şirketleri para birimi değiştirmeye yönelten nedenler açıklanmıştır. Bu doğrultuda daha önce para birimlerini değiştiren firma kararlarına örnekler verilmiştir. Aynı zamanda raporlama para birimini değiştiren çok uluslu bir şirketin finansal tabloları örnek olarak seçilmiştir. Seçtiğimiz şirketin fonksiyonel para birimi TL, raporlama para birimi ise 2012 yılı itibari ile Avro' dur. Bu şirket yavru şirket olarak adlandırılmaktadır. Ana şirketi Japonya'da, merkez şirketi Avrupa'da ve Türkiye'de de faaliyeti olan şirket, Türkiye'deki TL cinsinden işlemlerini Avrupa'da bulunan merkez şirkete konsolide olabilmek için raporlama para birimini değiştirmiştir. Bu sayede ana şirkette çeşitli ülke paraları cinsinden hesap bakiyeleri oluşması engellenerek yavru şirketler ile ana şirketin bulunduğu ülkenin parası arasında oluşacak kur farklarından doğan zarar engellenmeye çalışılmaktadır.
Integration of money in the capital market in all over the world has led to some difficulties. One of these difficulties is to use common languages between international markets. International Financial Reporting Standards Board had been established to overcome this issue. This institution has established a common language between countries by using convergent revaluations bases and classification criteria. To keep up with these developments, Turkey made a decision to implement the IFRS system on January 1st, 2005. But the convergence procedures may cause some serious transitions problems according to the accounting culture in a country (i.e. Turkey). One of the standards which bring some non-accustom practices in to Turkey's accounting practices. This study analyzes how to prepare records and reports in financial statements of foreign currencies transactions of the companies according to the IAS-21. The purpose of this study is to clarify the factors which force the companies to change its functional currencies unit. In this study, some companies, who have changed their currencies, were analyzed in depth. For example, in the company, they have adapted the reporting currency as EUR and functional currency as TRY. And moreover, the company is a subsidiary of main company which established in Japan. The structure of the company: main company in Japan, some subsidiaries in Europe include Turkey's branch. In Turkey's branch has changed its reporting currencies so that consolidate its transactions with Europe's branches. The aim of this change is to eliminate the currency differences which may occur between the branches.