Bolu ve yöresinin 1323 yılında Osmanlı topraklarına katılması ile birlikte imar faaliyetleri hız kazanmıştır. Göynük ve Mudurnu başta olmak üzere inşa edilen dini ve sosyal amaçlı yapılarla birlikte bölgede yüzyıllar içinde Türk – İslam şehir dokusu oluşmuştur. Ancak Geçmişte bu bölgede sık sık depremler yaşanmış, yangınlar meydana gelmiştir. Bu depremler ve yangınlar, tarihî dokuya büyük zarar vermiştir. Su mimarisinin özgün örneklerinden olan çeşmeler kentlerin muhtelif yerlerinde halkın kullanımına sunulmuştur. XX. yüzyılda modern su şebekelerinin kurulması ile birlikte çeşmelerin inşası büyük oranda azalmıştır. Bolu ve yöresinde yapılan saha çalışmaları kapsamında Bolu merkezde 13, Gerede ilçesinde 12, Göynük ilçesinde 4, Kıbrısçık ilçesinde 4, Mengen ilçesinde 2, Mudurnu ilçesinde 4 ve Yeniçağa ilçesinde 4 adet olmak üzere toplam. 43 adet çeşme kataloğa dahil edilmiştir. Bu çeşmeler Türk- İslam sanatı açısından incelenmiş ve bunların Türk İslam çeşme mimarîsindeki yerleri belirlenmeye çalışılmıştır.
Public improvement has gained momentum beginning with the annexation of Bolu and its surroundings to Ottoman territories in year 1323. Through the ages, Turkish-Islamic city texture has been developed together with the buildings constructed for the religious and social purposes in the region, mainly in Göynük and Mudurnu. In this region however, frequent earthquakes were experienced and fires observed in the past. These earthquakes and fires has caused great damages to historical texture. The fountains, which constitute authentic exemplar of water architecture, were offered to the public in various places of the cities. In XX. century, construction of fountains have been significantly decreased along with the installation of modern water networks. Thanks to the field works carried out in Bolu and its surroundings, a total of 43 fountains have been added to the catalogue, being 13 pieces in central Bolu, 12 in Gerede district, 4 in Göynük district, 4 in Kıbrısçık district, 2 Mengen district, 4 in Mudurnu district and 4 in Yeniçağa district. These fountains have been examined with regard to Turkish-Islamic art point of view and, it is sought to determine their significance within the scope of Turkish-Islamic fountain architecture.