İçinde yaşadığımız zaman dilimi bilgi çağı olarak tanımlanmakta ve asıl değer, var olan bilgileri biriktirmeye değil, bilgi üretimine atfedilmiştir. Bu bağlamda, bilim öğrenmeyi seven, bilim tarihini ve bilimin doğasını bilen, üst düzey bilişsel becerileri ve bilimsel süreç becerileri gelişmiş öğrenciler yetiştirilmesi kaçınılmaz olmuştur. Eğitim sürecinde bilim insanlarının yaşam hikâyelerini, bilime sağladıkları katkıların gelişim süreçlerini, çalışma biçimlerini, elde ettikleri verileri nasıl değerlendirdiklerini ve yaşamış oldukları zaman dilimindeki şartları bilmenin, öğrencilerin bilime karşı tutumlarını olumlu etkileyeceği, bilim insanı imajlarına etki edeceği ve bilimsel süreç becerilerinin daha iyi kazanılmasını sağlayacağı düşünülmektedir. Aynı zamanda öğrencilerin derinlemesine öğrenmelerini sağlayarak akademik başarılarını da arttırabilir. Bu amaç ile yapılan bu çalışmada bilimsel gelişimin tarihsel süreçlerini anlatan bilim insanı öyküleri derlenerek yazılı metinler oluşturulmuştur. Araştırmanın çalışma grubunu 2015-2016 eğitim öğretim yılında İstanbul ili Eyüp ilçesinde bir devlet okulunda öğrenim gören 48 7. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmada yarı deneysel desenlerden statik grup öntest-sontest desen modelinden yararlanılmıştır. Araştırmanın bağımlı değişkenleri öğrencilerin sahip oldukları fene yönelik tutumları, bilimsel süreç becerileri, bilim insanı imajları ve Fen Bilimleri dersi akademik başarılarıdır. Araştırmanın bağımsız değişkeni, hazırlanan bilimsel öykülerle sunulan eğitimdir. Araştırmada Balım, Sucuoğlu ve Aydın (2009) tarafından geliştirilen tutum ölçeği, orijinali Song ve Kim (1999)'in (DAST temelli) oluşturduğu ölçeğe dayalı olarak Korkmaz (2004) tarafından geliştirilen bilim insanı imajı belirleme ölçeği, orjinali Okey, Wise ve Burns (1982) tarafından geliştirilen ve Özkan, Aşkar ve Geban (1992) tarafından Türkçe uyarlaması yapılan bilimsel süreç becerileri testi kullanılmıştır. Öğrencilerin akademik başarılarını belirlemek için araştırmacı tarafından geliştirilen ve KR-20 güvenirlik katsayısı 0.89 olan 40 soruluk akademik başarı testi kullanılmıştır. Kontrol grubunda programda mevcut olan araştırma ve sorgulamaya dayalı yaklaşımla eğitim uygulanırken, deney grubunda bu eğitime ilave olarak dersler bilim insanlarının gerçek yaşam öykülerini içeren metinlerle desteklenmiş ve bu öykülerde geçen bilimsel süreçlere dikkat çekilmiştir. Veriler PASW Statistics 18 programında ANCOVA ve Mc Nemar tekniği, % ve frekans yöntemleri ile analiz edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre deney grubu lehine tutum testi, bilimsel süreç becerileri testi ve akademik başarı testi puanlarında anlamlı değişimler olduğu ve deney grubu öğrencilerinin sahip olduğu bilim insanı imajlarında bazı figürlerde değişimler olduğu bazı figürlerde ise değişimler olmadığı tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre bilim insanlarının yaşam öykülerinin fen eğitiminde kullanılmasını kullanılması önerilebilir. Ancak bu çalışmanın sınırlı sayıda öğrenci ile yapıldığı ve daha geniş kitlelerle yapılmış çalışmalara ihtiyaç olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.
The era we live in is defined as the information age and main value is producing information, not gathering information. In this context, it has been inevitable to raise students who love learning science, know the history of science and have improved skills of scientific processes. Knowing life story of scientists, evaluation of data that have been gathered, improvement process of contribution to science, style of study, life conditions at their time affect the attitudes of students to science, improve the image of scientists and contribute to the skills of scientific process. Also it is possible to increase students' academic success by Ortalamas of providing intensive learning to them. For this purpose, in this study by gathering scientific stories that express historical process of scientific process, written texts have been prepared. The Study data have been gathered in academic year 2016-2017 from 48 7th grade students in Eyup Dede Korkut secondary school, İstanbul. Research has 4 dependent variables. These are the attitude of students towards science, skills of scientific process, the image of scientist and the academic success of science and technology course. The independent variable of research is scientific stories. The effect of these stories on dependent variable has been researched. In this research quasi- experimental design with preliminary and posttest model has been used. The research include the attitude scale improved by Balım Sucuoglu and Aydın which was originated by Song & Kim (1999) (originated in DAST) and the scientist identification scale that was developed by Korkmaz (1999), which was first founded by Okay, Wise and Burns (1982) then translated into Turkish and adapted by Ozkan, Askar and Geban (1992). Scientific process skills test that is degraded 26 questions for 7th class students and KR-20 dependability factor 0.80 and that has 40 questions KR-20 dependability factor 0.89 academic success test have been used. For control group constructivist education that is included in programme have been practiced. For experimental group in addition to constructivist educational courses real life stories of scientists and scientific process of scientists have been added. The data have been analyzed by PASW Statistics 18 programme, Ancova technic, Mc Nemar technic and percentage and frequency value. According to data significant improvements on academic achievement for experimental group and supported by qualitative data, experimental group has remarkable alteration on grade of scientific process test also some figures on the image of scientist has been changed and some not have been confirmed. According to result of research using scientific stories on science and technology education has positive effects on academic success of students, skills of scientific process, the attitude towards science and the image of scientists. Thus using of scientific stories on science and technology education can be advised. However, the study has been conducted to limited number of students and it should be taken into consideration that more comprehensive studies practiced on wider student groups are needed.