David Campbell'ın "çifte dışlama" (double exclusion) kavramsallaştırmasından yola çıkarak, dış politikanın içeride işlerlikte olan iktidar ilişkilerinin bir uzantısı olduğunu savunan bu çalışma, Erbakan dönemi üzerinden dış politikanın iktidar ilişkilerinde nasıl araçsallaştırıldığını incelemektedir. Çalışmanın temel argümanı, dış politikanın Refah Partisi tarafından Kemalist hegemonik düzeni itibarsızlaştırmak ve kendi alternatif dilini normalleştirmek için devreye soktuğu; Kemalist bürokrasinin ise İslamcı bloğun yönelttiği bu meydan okumayı tersine çevirerek içeride yürüttüğü dışlama sürecini ve cumhuriyetin laik karakterini bir kez daha onaylamak ve mevcut hegemonik düzeni sağlamlaştırmak için kullandığıdır. Bu doğrultuda İslamcı bir kimliği temsil eden Refah Partisi'ni, Kemalist hegemon söyleme meydan okuyacak pozisyona getiren etkenler ve bu meydan okumalar dahilinde yaşanan iktidar ilişkileri çalışma bağlamında irdelenen hususlardır. Bu noktada Refah Partisi'nin Kemalizm'in sacayakları olan laiklik, ulus-devlet ve Batıcılık ilkelerini yerinden edici söylem ve pratikleri incelenecek ve bu dönem dış politikasının Kemalist yerleşiklerin iç siyasetteki tutunma alanları üzerindeki iç politik mücadelenin bir parçası olduğu gösterilmeye çalışılacaktır. Bu anlamda bilhassa Refah Parti iktidarının ilk aylarını fazlasıyla meşgul eden Başbakan Erbakan'ın Libya ziyareti bağlamında yaşanan tartışmalar analiz edilecek ve konunun söz konusu iki blok arasındaki mücadelede hangi söylem ve pratikler çerçevesinde nasıl bir temsile oturtulduğuna bakılacaktır. Sonuç olarak bu çalışma, Erbakan'ın Libya gezisi örneği üzerinden dış politikanın İslamcı ve Kemalist kimlikler açısından ve iktidar ilişkileri bağlamında üstlendiği kurucu/sağlamlaştırıcı/tahrip edici rolü analiz etmeyi amaçlamaktadır.
By arguing that foreign policy is a continuation of domestic power struggle, as David Campbell calls it "double exclusion", this paper focuses on how foreign policy is utilized for domestic power struggle by particularly taking the Erbakan's premier period into account. The main argument of the study is that foreign policy is used on the one hand to discredit Kemalist hegemonic order and to normalize its own alternative language by Welfare Party; on the other hand to confirm the process of exclusion and secularist character of the republic and to strengthen current hegemonic order by reversing the Islamist challenge by Kemalist bureaucracy. Accordingly the factors that make possible Islamist challenge against Kemalist hegemonic discourse and the power struggle shaping around these challenges are matters of the study. In this point the paper will analyze Welfare Party's discourses and practices which are subversive with regards to Kemalism's trivets –westernization, secularism and nation-state- and try to show that foreign policy in this period is a part of this domestic struggle. In this sense, especially Libya case, exceedingly occupies the first months of Welfare Party rule, is analyzed and it is examined how this issue is represented under which discourses and practices within the mentioned two blocks. Eventually this study, by way of Erbakan's trip to Libya, seeks to analyze the founder/ confirmatory/subversive role of the foreign policy as part of Islamist and Kemalist identities and domestic power struggle.