Kendi ulus devletlerini kurmak isteyen Balkan devletlerinin, içerisindeki azınlıklara yönelik asimilasyon ve göç ettirme politikalarını tarih boyunca canlı tuttuklarını görmekteyiz. Balkanlar'da en fazla Türk azınlığın yaşadığı Bulgaristan, kendi azınlık politikalarında da aynı tutumları Komünist dönem öncesi ve sonrasında da çeşitli şekillerde uygulamıştır. Bu çalışmada 1989 göçüne giden sürecin nasıl işlediği, Bulgaristan'daki Türk ve Müslüman azınlığın neden asimilasyon politikalarına ya da göçe mecbur edildiği sorularına cevap aranmış olup ve bu bağlamda Bulgaristan – Türkiye ilişkilerinin hangi boyutta olduğuna değinilmek istenmiştir. Türkiye – Bulgaristan arasında Soğuk Savaş öncesinde var olan gerginlikler daha sonra da belirli aralıklar devam etmiştir. Bulgaristan'da Komünizm 'in ilk yıllarından itibaren Türklerin rejim tarafından kazanılmak istendiği görülmekteydi. 1951 Göçü 'nün hemen sonrasında Bulgaristan'daki Türk Azınlık, daha önce planlanmış olan sosyalist eğitim süreciyle baş başa bırakıldı ve bu süreçte; ateist ve Sovyet hayranı nesiller yetiştirilmek istendi. 1951 – 1966 yılları arasında Türkiye – Bulgaristan ilişkileri nerdeyse durma noktasına gelirken, 1968 yılında imzalanan göç anlaşmasıyla ikili ilişkiler belirli bir düzeye çıkarılmış olundu. Türkiye'nin 1974 Kıbrıs Harekâtının sonuçlarından endişe eden Bulgaristan kendi içerisindeki Türk Azınlığı demografik bir tehlike olarak görmekteydi. Komünist rejim ''Priobştavane '' ( Bütünleşme – Birleşme), '' homojenleşme'' ve son olarak ta '' Vızroditelen Protses '', (Yeniden Doğuş) projeleri ile kendi azınlık sorunlarını çözebileceğine düşünmekteydi. 1984 yılında '' Yeniden Doğuş Süreci '' projesi ile komünist rejim Türk azınlığın isimlerini zorla değiştirmek isteyince Türkiye – Bulgaristan ilişkileri Cumhuriyet tarihinin en gergin dönemine girmiş oldu. Türkiye'nin bu meseleyi kapsamlı bir göç anlaşmasıyla çözme girişimleri ile beraber uluslararası baskılara dayanamayan komünist rejim, Türk azınlığı daha fazla elinde tutamamış, 300.000'den fazla kişi Türkiye'ye gelmiştir. Sonuç bakımından 1989 Göçü, Balkanlar'dan Türkiye'ye son büyük göç olarak kayda geçmiştir. Anahtar Kelimeler: 1989 Göçü, Balkanlar, Türkiye- Bulgaristan İlişkileri, Bulgaristan'daki Türk ve Müslüman Azınlık, Asimilasyon Politikaları
The Balkan states, which aimed to establish their own nation-states, have always kept up the assimilation and emigration policies towards minorities along the history. Bulgaria, where most of the Turkish minorities live in the Balkans, has been implemented the same attitude in their minority policy in a variety of way before and after the Communist era. In this study, the answers to these questions has been searched in the context of mentioning the extent of the Bulgaria – Turkey relationship: How the process leading to the 1989 migration was committed? Why the Turkish and Muslim minorities were forced to assimilation policy or to emigrate? The tensions existed before The Cold War between Turkey – Bulgaria, lately continued periodically. It was seen that Turks in Bulgaria was wanted to be acquired by the regime in the early years of the Communism. After the 1951 Migration, the Turkish minority in Bulgaria was immediately left alone with the socialist training process; it was aimed to raise atheist and Soviet fan generations. While the Turkey-Bulgaria relations had almost come to a standstill between 1951–1966, bilateral relations was brought to a specific level by the migration agreement signed in 1968. Bulgaria, which was worrying about the results of the Turkey's Cyprus Operation in 1974, was seeing the Turkish minority as a demographic threat. Communist regime has thought that they could solve their own minority problem with the projects of "Priobştavane" (Integration - Merger), "Homogenization" and finally "Vızroditelen Protses" (Rebirth). In 1984, with the so-called "Revival Process", when the communist regime wanted to change the names of the Turkish minority by force, Turkey - Bulgaria relations have experienced the most tense period in the history of the Republic. By Turkey's attempts to solve this issue through a comprehensive migration agreement, the communist regime, which could not resist to international pressure, could not hold the Turkish minority and more than 300.000 people came to Turkey. As a result, the 1989 Migration is recorded as the last great immigration from the Balkans to Turkey. Keywords: 1989 Migrations, Balkans, Turkey- Bulgaria Relations,Turkish and Muslim Minority in Bulgaria, Assimilation Policy